Açıklama
Yükleyen: Alkışlarla Yaşıyorum
Yüklenme Tarihi: 03 Şubat 2015 - 09:27
Zamanınızı ayırıp mutlaka izlemenizi tavsiye ettiğimiz bu muhteşem video, son 2-3 yıldır sürekli karşımıza çıkıyor. Ancak hep gerici, bilim karşıtı site, sayfa ve gruplar arasında yaygın olarak paylaşılıyor. Bu versiyonlarda bütün hiçbir "evrim" kelimesinin çevrilmemesini mi ararsınız, tamamen yalan yanlış çeviriler yapanları mı ararsınız, evrimle ilgili aç...ıklamaların olduğu kısımların kesilmesini mi ararsınız, ne yapıp edip bilimsel gerçekleri çarpıtarak videoyu ve bilimsel araştırmaları kendi ideolojilerine uyduranlar mı ararsınız, ilk 3-4 dakikasını vererek asıl bilimsel yargılara varıldığı noktaları es geçen versiyonlar mı ararsınız...
Evrimsel psikoloji ile ilgili bu videoyu kullanarak ikinci sınıf forum sitelerinde ve sözdebilim sayfalarında kaç kişi evrimi "çürüttü" (!), kendi inançlarını "ispatladı" (!) bir bilseniz... Halbuki göreceğiniz gibi videodaki araştırmacılar, ahlakın evrimsel kökenlerini inceliyorlar ve seçilim sürecinde, ahlaki yargılarımızın temellerinin doğal süreçlerle nasıl şekillendirildiğini ortaya koyuyorlar. Dolayısıyla Evrim Ağacı olarak bu soruna bir el atarak, videonun doğru versiyonunu, tam bir çeviriyle sunmak istedik. Böylece kırpmalara, manipülatörlere, kendi amaçlarına göre video "yaratanlara" ve bilgiler "uyduranlara" engel olmayı umuyoruz. Konu hakkında bazı temel bilgiler de vermemiz gerekirse:
Evrim ve genel olarak bilim, bize spesifik bir konu hakkında hangi tercihin ahlaklı olduğunu söyleyemez. Örneğin bundan birkaç on sene önce kadınların kot pantolon giymesi "ahlaksız"dı. Bugün bunu umursayan kimse yok. Yani ahlaki yargılar, zamana göre değişiyor. Keza, günümüzde Suudi Arabistan gibi bazı bölgelerde kadınların araba kullanmaları "ahlaksız", ABD gibi bazı ülkelerde erkeklerin birden fazla dişiyle seks yapması "normal" görülüyor. Yani ahlak, konuma göre de değişiyor. Bilim bize "kadınların kot giymesi ahlaksızdır" ya da "erkeklerin fazla seks yapması ahlaklıdır" diyemez. Ancak bilim (bu konuda özellikle de evrimsel biyoloji) bize, belli kategorizasyonları nasıl yaptığımızı, önyargılarımızın hangi temelde şekillendiğini ve bunların nasıl evrimleştiğini, kökenlerinin ne olduğunu açıklayabilir. Örneğin Yahudilere karşı ırkçılık yapmanın doğru mu, yanlış mı olduğunu bilim söylemeyez; bu kültürle, zamanla, mekanla şekillenen bir sorundur. Ancak bilim ve evrim, bize ırkçılığın neden bir parçamız olduğunu pek tabii anlatabilir.
Her türlü kültürel evrimin kökeninde, biyolojik temeller yatar. Dolayısıyla spesifik bir kültürel ögenin nasıl olması gerektiğini bilemeyebiliriz; ancak neden var olduğunu evrimsel biyoloji sayesinde bilebilir, anlayabilir, çalışabilir, hakkında hipotezler ve teoriler geliştirebiliriz. Yani Evren içerisinde süreklilik vardır: Evren, fizikle var olmuştur. Fizikten kimya, kimyadan biyoloji doğmuştur. Biyolojiden de kültür... Her bir üst basamak, alt basamakların omuzlarında inşa edilmiştir. Her zaman üst basamakları, alt basamaktakilerle açıklamak kolay olmayabilir, çünkü onlar çok fazla "temel" düzeydedir. Ancak yine de mutlaka temel ilişkileri ve neden-sonuç bağlantılarını görebilir ve çalışabiliriz.
Bu videoda da, ahlakın evrimsel kökenlerine bakacağız. Bazı eğilimlerimizin nasıl genlerle şekillendirildiğini, dolayısıyla evrimsel sürece dahil olarak, genetik yollarla aktarılabildiğini göreceğiz. Bunlar bizim spesifik olarak nasıl davranacağımıza, 0 karar veren genler değildir. Ancak belli bir durumla karşılaştığımızda, nasıl davranmaya yatkın olacağımızı belirleyen ve etkileyen genlerdir. Genler bizim kabaca ne olacağımızı belirler, içgüdülerimizi şekillendirir. Çevre (eğitim, kültür, vs.) ise bu kalıbın içini doldurur, çeşitli noktalarda genetik altyapımızı baskılar, çeşitli noktalarda bunları daha da ön plana çıkarır.
İyi seyirler.
Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)
Not: Davranışlar, sonradan kazanılarak genlere işlemezler. Hiçbir sonradan kazanılan özellik, genlere aktarılamaz (epigenetik mekanizmalar şimdilik göz ardı edilirse). Her canlı belli genler ve bu genlerden kaynaklı yatkınlıklar ile doğar. Bunlardan uyumlu olanlar hayatta kalır, daha çok ürer ve kendilerini bu şekilde yapılandıran genleri daha fazla aktarır. Böylece o genler çoğalır. Diğerleri ise elenir ve o "zayıf" veya "uyumsuz" genler de, o bireylerle birlikte yok olurlar. Böylece çeşitli davranış kalıpları ve genlerle şekillendirilen içgüdüsel davranışlar popülasyonda evrimsel süreçle yaygınlaşmış veya azalmış olur