Albert Camus - Varolusculuk nedir ?

Alkışlarla Yaşıyorum - 2.351 izlenme

Yüklenme Tarihi: 15 Eylül 2017 - 02:15

Varoluscu felsefenin kurucularından Albert camus , Jean paul sartre ile birlikte 20. yuzyilin en önemli filozoflari arasinda yer aliyor .

Felsefesinin temeline absürdizm kavramina koyan camus ; 1957 ' de oscar ödülünü kazandi .

"Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir."

Albert Camus, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yayımladığı deneme kitabı Sisifos Söyleni'nde, yaşamın anlamsızlığı, varoluşumuzun saçmalığı gibi intihara yönelen temaları, tarihin ve edebiyatın belirli bazı kişilikleri üzerinden ele alır. Tahsin Yücel'in dilimize kazandırdığı eser, XX. yüzyıl felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmiştir. Tanrıların, hep yeniden aşağıya yuvarlanacak olan taşı tepeye çıkarmakla cezalandırdıkları Sisifos, cezasını bilinçli olarak kabullenmiştir, tekrar yuvarlanacağını bildiği halde taşı bütün gücüyle yukarı taşır. Camus saçma kavramını işte bu noktada tanımlar: boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan. Yaşamın anlamı ancak, dünyanın saçmalığını ve yenilginin daima tekrarlanacağını bile bile kötülüğe direnmek olabilir, insanlığa gerçek boyutlarını ancak bu başkaldırı kazandırabilir

Trafik kazasinda yaşamını yitiren ünlü cezayirli düşünürden geriye kalan birkac önemli aforizma ...


Dünyanın en eski mesleği "kendini satmak"tır. Bunu "fahişelik" ile karıştırmak da bir o kadar eski bir yanılgıdır.

İnsanın her gün yaptığı en iyi şey intihar etmemeye karar vermektir.


"insan varlığının anlamsız olduğunu bilir fakat buna rağmen mücadele eder" . hayat eninde sonunda monotonlaşmaya mahkümdur. insan bu gerçeği anladığında bulantı başlar. insan artık bir yabancıdır.


"Ne olursa olsun, her şeyin anlamsız olduğu, her şeyden umut kesmek gerektiği düşüncesiyle nasıl kalır insan?.. Her şeyin anlamsız olduğunu söylediğimiz anda bile anlamlı bir şey söylemiş oluyoruz. Dünyanın hiçbir anlamı yoktur demek, her çeşit değer yargısını ortadan kaldırmak olur. Ama, yaşamak ve örneğin, yiyip içmek kendiliğinden bir değer yargısıdır. Ölmeye yanaşmadığı sürece, insan yaşamayı seçiyor demektir.


"insan sırf kendini öldürmemek için uydurmuştur Tanrıyı. işte bugüne kadar gelen evrensel tarihin özeti."

"yalnızca kültürlü insanlar öğrenmeyi sever, cahiller "ders" vermeyi tercih eder ."

-geçen her saniye bizi ölüme yaklaşıtrır ve bizim bunu engellemek için yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur.


Varolusun anlamsizligindan yola cikan camus ; Din ile alkolün birbiriyle olan benzerligini şu cümlelerle dışavurur ...

camus neden hayatın anlamsız olduğuna karar vermişti, insanlar hayattan farklı şekillerde anlamlar çıkartamaz mı?

din örneğin, birçok insanı rahatlatan bir unsur.

burada camus'un bu konu üzerindeki düşüncelerine fazlasıyla katkıda bulunmuş bir filozof, nietzsche'den de söz etmek gerekiyor. o'na göre gündelik hayatının boş ve monoton olduğunu düşünen insanlar dindar olur. kaderinin efendisi olamayan, derin bir huzursuzluk yaşayan insanlar kurtuluşu dinlerde bulurlar.

nietzsche'ye göre alkol ve din, toplumların en büyük iki afyonudur. çünkü ikisi de acı çekmemize engeldir. birkaç kadeh alkol bütün problemlerimizi unutmamıza yardımcı olabilecekken bizi acımızla yüzleşmekten alı koyar ve dolayısıyla bizi daha zayıf bir birey yapar.

din de bu yönüyle alkole benzer. en ufak bir çıkmazda kutsal metinden okunacak birkaç umut dolu ayet, din adamlarının telkin edici sözleri ile bütün problemleri unutmak çok kolay. fakat bu insanın kendisini kandırmasından başka birşey değildir, problemlerimizle mücadele edecek cesaretimiz olmayışından daha konforlu bir yolu yani problemden kaçmayı, o yokmuş gibi davranmayı seçeriz.
Reklam