Ara Geçiş Fosilleri Bulunamadı mı?

Alkışlarla Yaşıyorum - 239 izlenme

Yüklenme Tarihi: 01 Şubat 2016 - 19:33

Bir dahaki sefere bu bayat ve ciddi anlamda hatalı (ve yalan temelli) iddiayı duyduğunuzda, insanları bu videoya yönlendirebilirsiniz. :) Böylece uğraşmanıza gerek kalmayacaktır. Lütfen aşağıdaki açıklamamızı da sonuna kadar okuyunuz.

Bilim düşmanı evrim karşıtlarının en sık tekrar ettikleri şiar, "Ara geçişleri gösteren fosiller bulunamadı." lafıdır. Bu argüman, çok fazla sayıda nedenle hatalıdır.

İlk olarak, spesifik olarak "ara geçiş türü" denen bir şey yoktur. Her tür, durmaksızın devam eden evrimsel süreç içerisinde, bir önceki tür ile bir sonraki tür arasında bir geçiş türüdür. Bilim insanları, "geçiş türü" derken, önemli ve kritik canlı grupları arasındaki geçişi kastederler: örneğin, balıklardan amfibilere, sürüngenlerden memelilere, dinozorlardan kuşlara, maymunlardan insanlara, vb. (maymun-insan meselesi için: http://www.evrimagaci.org/fotograf/54/1125). Yani bilimde sözünü ettiğimiz "ara tür", öyle kediyle köpek, at ile fare, denizyıldızı ile çam ağacı arasında olan türler değildir. Evrim, böyle bir geçişten söz etmez. Modern/çağdaş (aynı zamanda yaşayan) türler, birbirlerine evrimleşemezler. Atasal türler, torun türlere evrimleşirler.

İkinci sorun, bu iddiada bulunanların aslında bilimsel bir cevap beklemiyor oluşudur. A ile Z türleri arasındaki geçişi sorduklarında, onlara M türünü gösterebilirsiniz. Bu defa size A ile M arasındaki ve M ile Z arasındaki geçiş türlerini soracaklardır. Onlara C ve T türlerini gösterecek olursanız da, A ile C, C ile M, M ile T ve T ile Z türleri arasındaki geçişi soracaklardır. Yani kendileri oturdukları yerden hiçbir işe yaramazlarken, bu işe ömrünü adayan bilim insanlarından sonsuza kadar gidebilecek bir döngüde fosiller istemektedirler. Ne yazık ki fosiller, bu kadar sık bulunmaz. Ancak eğer ki yeterli sayıda noktanız varsa, bu noktaları birleştirerek neye işaret ettiklerini çıkarabilmeniz gerekir (örnek: http://www.evrimagaci.org/fotograf/54/4028). Zaten bilim bununla ilgilidir. Sadece evrim sahasında değil, astrofizikten moleküler genetiğe, biyokimyadan mikrobiyolojiye kadar her bilimde boşluklar vardır ve bunları bilimsel araştırmalar ve düşünce sistemi doldurur. Her bir nesle ait fosil bulmamız imkansızdır. Ancak var olan fosillerin bariz bir şekilde anlattığı hikayeyi anlamıyorsanız, sorunlu olan bilim değildir.

Üçüncü olarak, fosiller sadece doğrulayıcı görevdedir. Evrimin gerçek olduğunu anlamak için, fosillere ihtiyacımız bile yoktur. Şu anda, elimizde tek bir fosil bile bulunmasaydı, yine de evrimin nasıl işlediğine dair güvenilir bir fikrimiz olurdu. Fosiller; genlerden, anatomiden, fizyolojiden, popülasyon genetiğinden, vb. bilimlerden yola çıkarak ileri sürdüğümüz evrimsel çıkarımları doğrulayan birer araçtırlar. Tiktaalik, bunun en hoş örneklerinden biridir. Amfibilerin balıklardan evrimleştiğini birçok farklı bilim dalının ortaklaşa çalışması sayesinde keşfeden bilim insanları, bu geçişe ait türlerin yaşadıkları coğrafyayı belirlemişlerdir ve yaklaşık bir alan belirledikten sonra, kazılar yaparak tam da aradıkları gibi, hem sucul, hem karasal canlılara ait örnekler gösteren geçiş fosilini bulmuşlardır. Bu ve bunun gibi binlerce fosil, evrimsel çıkarımlarımızı doğrulamaktadır. Fosiller, evrimin kaynağı değil, destekleyicisidirler.

Bu videoda da bu ara geçiş türlerinden sadece birkaç tanesi gösterilmektedir. Buradakiler, elimizdekilerin %1'i bile değildir. Hatta şu 3 yazı dizisinde verdiklerimiz bile, sayılabileceklerin çok ufak bir kısmıdır:

1) Evrimsel Süreç - 5: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 1):
http://www.evrimagaci.org/makale/216

2) Evrimsel Süreç - 6: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 2):
http://www.evrimagaci.org/makale/217

3) Evrimsel Süreç - 7: Büyük Ara Türler Atlası (Cilt 3):
http://www.evrimagaci.org/makale/218

Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı)

Şarkı: Didula'nun "Flamenco" isimli şarkısıdır.

Not: Videonun mizacı, Evrim Ağacı'nın genel mizacına pek uygun değildir. Bunun sebebi, videonun büyük oranda çeviri olması ve sadece bizim tarafımızdan Türkçeye çevrilerek birazcık geliştirilmesidir (ve yumuşatılmasıdır). Orijinali buradan izlenebilir:
http://www.youtube.com/watch?v=BwBWvVLlC2g
Reklam