Demir ve Pritt

Akademisyen Anne - 2.605 izlenme

Yüklenme Tarihi: 12 Ocak 2017 - 11:47

Aslında bu oyunu oooo nasıl planlamıştım. Her dilime 2 göz yapıştıracaktık. Burun, ağız çizecek ve farklı duygular hakkında konuşacaktık. Neye üzülmüş, neye sevinmiş, neye şaşırmış kabağa soracak, aslında Demir'in duygularının yansımasını görecektik... Amaa bizim oğlan aldı yapıştırıcıyı ve oynayan gözleri, poposunun üstünde kabağın etrafını dolaşa dolaşa yapıştırdı. Demir'i izlerken aklıma öğrencilerimden birisini staj denetimine gittiğim gün aklıma geldi. Bir anaokulunda tüm çocukların elinde pritt yapılandırılmış bir sanat etkinliği yapıyorlardı. Çocuklardan birisi priti sürüyor sürüyor sonra "öğretmenim benimki olmuyor! diyordu. Öğretmen de ısrarla "güzel sür pritini!" diyordu. Güzel sürmek de neyse? Meğer çocuğun priti kurumuş o yüzden yapıştırmıyormuş. 10 dakika boyunca güzel süremediğini düşündü yavrucak! İşte eğitimcilerin, sorunu çocuk odaklı değil de etkinlik ve materyal odaklı aramaları gerekiyor... Bunları düşüne düşüne oğlumu izlerken duygulardan vazgeçtim. "Bırak" dedim içimden "çocuğu özgür bırak gönlünce boyasın". Çok eğlendi, kestirmedi kabağı o derece! Kesince biraz üzüldü ama hemen yeni oyuna bağlayınca unuttu kederini :)
Özellikle sanat etkinliklerinde bırakalım özgür kalsın yavrucaklar. Sonra okul kapılarındaki panolara bakıp "anne hangisini ben yapmışım" diyen çocuklarla karşılaşıyoruz. Ne yaparsa nasıl yaparsa yapsın, çocuğun eseri olsun, gurur duysun eseriyle. Hangisi benim diye sormasın "bu benim!" diye övünsün. Öğretmenlerin değil, çocukların küçük kasları çalışsın... Çok mu şey istiyorum?
Reklam