Tunceli’de yapılan çalışmalarda maydanozgiller familyasına ait yeni bir bitki keşfedildi. Pülümür ilçesinde keşfedilen bitkiye heracleum Munzurense (Munzur öğreği) ismi verilirken yayılış alanının sınırlı olması ve aşırı otlatma nedeniyle uluslararası bitki koruma kriterlerine göre neslinin tükenme tehlikesinin yüksek olduğu belirtildi.
Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksek Okulu Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümünden Doç. Dr. Mehmet Yavuz Paksoy tarafından yapılan alan araştırmasında dünya üzerinde sadece Tunceli’nin Pülümür ilçesine bağlı Kocatepe köyü Yalmanlar mezrasında bulunan yeni bir bitki türü keşfedildi. Doç. Dr. Mehmet Yavuz Paksoy’un yanı sıra Selçuk Üniversitesi ve Moskova Üniversitesinde görev yapan bilim insanlarının ortak çalışmaları sonucu dünya literatürüne kazandırılan yeni türe heracleum Munzurense (Munzur öğreği) ismi verildi. Munzur Üniversitesi Tunceli Meslek Yüksek Okulu Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik Bölümünden Doç. Dr. Mehmet Yavuz Paksoy, keşfedilen bitkiyi dünyaya tanıttıklarını belirterek, keşifle Türkiye’de yayılış gösteren 18 maydanozgiller familyasına ait tür sayısının da yeni keşifle 19’a çıktığını söyledi. Bitkiye ilişkin bilgi veren Doç. Dr. Paksoy, "Heracleum (öğrek otu) cinsi Apiaceae (maydanozgiller) familyasında yer alır ve ülkemizde 18 farklı türü yayılış göstermektedir. Heracleum Munzurense (Munzur Öğreği) türü, gövdenin pubescent ve geriye yatık tüylü olması, yaprakların unipinnat ve pinnatisekt olması, çiçek taşıyan ışınların eşit ve uzun olması, çiçek saplarının pubescent tüylü olması, petallerin beyaz-pembe renkli olması, meyvesinin geniş eliptik-dikdörtgenimsi olması geriye yatık sert tüylerle kaplı olması ve septat salgı kanallarının olmasıyla diğer Heracleum türlerinden ayrılmaktadır. Heracleum munzurense (Munzur öğreği) türü Selçuk Üniversitesi ve Moskova Üniversitesinde görev yapan bilim insanları ile ortak bir çalışma neticesinde dünya literatürüne kazandırmış bulunmaktayız’’ dedi.
Nesli tehdit altında
Bitkiyi Pülümür ilçesine bağlı Kocatepe köyü ile Yalmanlar mezrası arasında tespit ettiklerini aktaran Doç. Dr. Paksoy, "Buranın dışında dünyada başka bir yerde yayılışı yok. Yayılış alanı da bir kilometrekareden daha küçük. Uluslararası bitki koruma kriterlerine göre nesli tükenme tehlikesi altında ve bu tehlike çok yüksek. Bunun birinci nedeni yayılış alanı çok dar. İkincisi de bölgede otlatma çok fazla. Meralar dinlendirilir ya da daha az sayıda hayvan yaylaya çıkarılırsa bunun önüne geçebiliriz. Bitki meyveye geçtiği zaman içinde bulunan kimyasal maddelerden dolayı hayvanlar pek tercih etmiyor. Ancak tazeyken hayvanlar yediği için bir kısıntı. O yüzden otlatma bu bitki için en büyük tehdit. Bölgede en fazla 40 birey sayabildik. Bu sene yine popülasyonunun artıp artmadığını tespit etmek için takibini yapacağız" diye konuştu.
Mera komisyonlarının kararları alırken üniversitede konuyla ilgili bilim insanlarının görüşlerini de alması gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Mehmet Yavuz Paksoy, "Komisyonun üniversitede bu konular üzerine çalışan hocalardan bilgi alması yararlı olur. Biz bitki çeşitliliğini, endemik türlerin nerede olduğunu tespit edip, yayınladık. Elimizde bu bilgiler mevcut. En azından görüş olarak başvurulsa o bölgelerdeki endemik türler bir nebze de olsa korunmuş olur. Çünkü Tunceli’den neredeyse her yıl dünyaya yeni bir tür tanımlıyoruz. Biyoçeşitliliğin yüksek olduğu bu coğrafyanın korunması son derece önemli" şeklinde konuştu.
Size daha iyi hizmet sunmak, içerik ve reklamları kişiselleştirmek için çerezler aracılığı ile internet tarama verileri topluyoruz.