Minik Erik Ağacı Masalı

exixiz - 273 izlenme

Yüklenme Tarihi: 18 Eylül 2018 - 04:34

Minik Erik Ağacı masalını çocuğunuza siz de okumak isterseniz:

Bir varmış bir yokmuş. Fidanlıkta yeşermiş bir erik ağacı varmış. Bir sabah Minik Erik Ağacı gözlerini açmış. Hafifçe gerinmiş. Birazcık sallanmış. Bir o yana bir bu yana... Biraz sağa, biraz sola... Azıcık öne, azıcık arkaya... Dalları yanında duran portakal ağacını gıdıklamış. Portakal ağacı kıkır kıkır gülmüş. “Dikkat et arkadaşım. Dalların beni gıdıklıyor.” demiş. Erik ağacı hem şaşırmış, hem utanmış. Arkadaşından özür dilemiş. Ama ne olduğunu anlayamamış. Her sabah uyanınca bu hareketleri yaparmış ilk defa arkadaşına değmiş dalları. Ne olmuş, nasıl olmuş derken... Arkasından duran büyük elma ağacı seslenmiş. “Büyüyorsun Minik Erik Ağacı, her gün büyüyorsun.” Büyümek güzelmiş de diğer ağaçlar ile temas etmek zormuş. Hem kendi istediği gibi durmak hem de kimseyi kızdırmamak ya da üzmemek en zoruymuş. İletişim kurmak bazen birlikte hareket etmek gerekiyormuş. Her gün büyüyor değişiyormuş. Her değiştiğinde yeni bir duruş bulması, diğer ağaçlarla yeniden anlaşması gerekiyormuş. Artık daha dikkatli olmalı dalını gövdesini kontrol etmeliymiş. Öyle dönmüş böyle uzamış. Bir türlü yerini bulamamış. “Fidanlıkta hayat çok zor keşke bir bahçede olsam” diye düşünmüş. Bunu çok istemiş.
Bir gün bir çocuk ve dedesi gelmiş fidanlığa. Almışlar bizim minik erik ağcını. Bir arabaya koymuşlar. Az gitmişler uz gitmişler dere tepe düz gitmişler. Varmışlar bir bahçeye. Minik Erik ağacı şaşırmış. Çocuk çok heyecanlıymış. Hep koşuşturup neşe ile konuşuyormuş. Çocuk kürek ile kazmış toprağı. Dedesi ile birlikte dikmişler Minik Erik Ağacını. Çocuk koşup su getirmiş, dökmüş Minik Erik Ağacı’nın dibine. Bu erik ağacının çok hoşuna gitmiş. “Benim canım ağacım” diye sarılmış çocuk. Bu da Minik Erik Ağacı’nın çok hoşuna gitmiş. “Bak dede annemin ağacı senin ağacından küçük ama benim ağacımdan büyük.” “Küçük, büyük, en büyük.” Demiş çocuk. Minik Erik Ağacı bakmış çocuk haklı boy boy ağaç var ama en küçükleri o. Yine de Minik Erik Ağacı sevmiş yerini. Hafifçe gerinmiş. Birazcık sallanmış. Bir o yana bir bu yana... Hiç bir sorun yok! Anne Ağaç ve Dede Ağaç Minik Erik Ağacını sevgi ile kabullenmiş. Günler geçmiş Minik Erik Ağacı her gün büyümüş. Sonbaharda yaprak dökmüş. Kışın biraz üşümüş. İlkbaharda çiçek açmış. Yazın meyve vermiş. Büyüdükçe dallarına kuşlar konmaya başlamış. Çocuklar dallarından meyve koparmış. Kediler dallarında köpekler gölgesinde uyumuş. Hatta bir sincap gövdesine yuva yapmış. Asıl olanlar bundan sonra olmuş.
Sincap demiş ; “Oh ne güzel ev buldum kendime, istediğim gibi yaşarım!”. “Cik cik cik burası senin evin değil.” demiş kuş “benim evim!”. “Miyav miyav burası ikinizin de değil benim. Evim gidin burdan!” demiş kedi. Ah bir kargaşa çıkmış. “Miyav miyav”, “cik cik”, “vik, vik” derken, karışmış bahçe. Bahçede ki bu kargaşa herkesi rahatsız etmiş. Tüm ağaçlar, bitkiler ve diğer hayvanlar durun yapmayın demiş olmamış. Minik Erik Ağacı “Bana bakın!” demiş. “Benim gövdemde, dallarımda yaşamak istiyorsanız...” Sözünü kesmiş kuş; “Ben burada mutlu mutlu yaşıyordum. Bu sincap...” Sincap itiraz etmiş, kedi söze karışmış yine ortalık karışmış. “Miyav miyav”, “cik cik”, “vik, vik”
Sonunda Minik Erik Ağacı bir sallanmış! Üstünde yaşamak isteyen tüm hayvanları karşısına almış. “Ben artık büyük bir ağacım hepinize yuva olabilirim. Bu yuva da nasıl yaşamak istersiniz? Böyle kavga edip hem bir birinizi hem bütün bahçeyi mutsuz ederek mi? Dallarımı gövdemi kardeşçe paylaşıp mutlu olarak mı?” Hayvanlar bakmışlar Erik Ağacı haklı; Paylaşarak birlikte mutlu yaşamak en güzeli. Öyle de yapmışlar. Yıllar geçtikçe onlara yeni hayvanlar katılmış. Minik Erik Ağacı büyümüş, Koca Erik Ağacı olmuş. O güzel bahçede pek çok hayvanın mutlu yaşadığı bir yuva olmuş.
Reklam