Ne yazsam az gelir. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, global bir takım endüstrilerin baskılarıyla tamiri çok zor yaralar alıyoruz her birimiz. Bırakın Orta Doğu'yu, Türkiye'de dahi tüm bu sorunların konsantre bir hezeyanına şahit olabiliriz. Ama olamıyoruz!
Kısaca özetlemek gerekirse;
Bir tarafta İslam'ı kendilerine kamufle edinmiş bir tavırla, İslam ile alakası olmayan apayrı bir dinin pratiklerini uygulan yobazlar, Bir tarafta ise, uygulanan bu dini pratikleri İslam zannederek İslam'ın kendisine bir eleştiri getirmeye çalışan seküler yobazlar.
Yobazlar, hadis adı altında Allah'a ve peygamberlerine atılan her türlü iftirayı inatla sahiplenme iç güdüsü içinde bocalarken, seküler yobazlar, aynı iftiraları İslam zannederek ad hominem safsatasının içine düşüp, Allah'ı ve peygamberlerini inkar etme çabasına girişiyor.
Halen, dinin tek kaynağının Kur'an olması gerekliliğini sindiremeyen ve Kur'an'ı yeterli görmeyen yobazlar ile ''ama peygamber 6 yaşındaki kızla...'' diye yine anlamsız bir şekilde İslam'a karşı gelmeye çalışan saçma sapan seküler yobazların kavgasına maruz kalıyoruz.
Peki soruyorum; Tüm bu karmakarışıklık içinde Kur'an'ı okuyan ve anlamaya çalışan kaç kişiyiz?!
''Göklerde ve yerde olan herkes ister istemez ALLAH'a secde eder. Gölgeleri de sabah akşam...'' Ra'd/15
Bütün güzel isimlerin sahibi, bütün eksik isimlerden uzak olan Allah'ın yarattığı sistem içinde istesek de istemesek de ona secde ederiz. Teslim olmak dışında hiçbir çaremiz yok...