Açıklama
Yükleyen: Alkışlarla Yaşıyorum
Yüklenme Tarihi: 17 Kasım 2015 - 21:49
Peki neden Cizre? 1988'e kadar Mit, Jitem ve özel timcilerin hakimiyetinde olan Cizre, bu tarihten sonra köy yakma ve baskınlardan kaçarak Cizre'ye gelmeye başlayanlar köylülerle doldu.
İlk defa 1990'da sadece 6-7 yerde lastik yakmalarla başlayan Nevruz kutlamaları, 1991'de ise ilk büyük patlamasını yaşadı.
1992'ye gelindiğinde devlet sadece Dağkapı Mahallesinde mutlak hakimiyet durumundaydı.21 Mart sabahı yürüyüşe geçen çok sayıda insanı durdurmak için tanklar ve panzerler Cizre merkezine gönderilmiş,açılan ateşlerle çok sayıda kişi hayatını kaybetmiştir.
Olaylar sırasında resmi olarak 57 kişi hayatını kaybetmiştir, gayriresmi bu rakamın 100'ü aştığı söyleniyor..Ölenlerin çoğu panzerler ve dönemin faili meçhullerle ün yapmış jitem ve özel timcilerin kurşunlarıyladır.
Devlet elindeki tüm imkanlarla bu yürüyüşü durdurmaya çalışmış, yine dönemin belediye başkanı Kamil atak ve adamlarınında çok sayıda kişiyi Basisk denen köyde infaz ettiği söyleniyor.(aynı Kamil atak 7 Pkk'lıyı yemeklerine zehir katarak öldüren kişidir.)
Bu nevruzu, o yıllarda Cizre'de yaşamış olanlar, bunun kürdistanları için bir dönüm noktası oldugunu, cizre'deki örgütlenme ve direnişin tüm kürdistana sıçradığını belirtiyor.
---------------------------------------------------------------------
Buraya kadar olanlar 1992'de olayları yaşamış kürtcülerin anlattıklarıdır, çeşitli kaynaklardan derlediğim cümlelerdir.Şimdi ise olayın diğer aktörü olan "devlet"'cilerin düşüncelerini aktaralım.
1992'ye gelindiğinde Pkk Şırnak-Cizre-Nusaybin ile Lice-Genç-Kulp bölgesinde aşırı derecede güçlenmiş, devlet alan hakimiyetini kaybetmiş durumdaydı.
Durumu Dönemin OHAL valisi Ünal Erkan: "PKK, bölgenin bazı yerlerinde vergi toplamaya, askere almaya başladı ve özellikle Şırnak ve Cizre neredeyse kurtarılmış bölge haline getirildi" şeklinde anlatıyordu.
O yıllarda Cizre'de asker polis ancak zırhlı araçlarla sokağa çıkabiliyor, akşamları ise tamamen karakol ve kışlalara çekiliyordu, öyleki bazı yerlerde vali kaymakam bile bir yerden bir yere gidemiyordu.
Durumun ciddiyetinin farkına varan devlet, strateji değişikliğine gider ve hem kırsalda hem şehirlerde pkk ve pkk destekçilerine karşı çok sert tedbirler almaya başlar.
Diyarbakır milletvekili Hatip Dicle'nin "devlet şiddeti seçti.Böylece pkk dahada kitleşelleşecek" sözlerine karşın Pkk'nın direnci
kırılmış, başta Osman Pamukoğlu olmak üzere dirayetli komutanların
karşı taaruzlarıyla pkk psikolojik üstünlüğü ve alan hakimiyetini her bakımdan kaybetmiştir.
İlk defa 1990'da sadece 6-7 yerde lastik yakmalarla başlayan Nevruz kutlamaları, 1991'de ise ilk büyük patlamasını yaşadı.
1992'ye gelindiğinde devlet sadece Dağkapı Mahallesinde mutlak hakimiyet durumundaydı.21 Mart sabahı yürüyüşe geçen çok sayıda insanı durdurmak için tanklar ve panzerler Cizre merkezine gönderilmiş,açılan ateşlerle çok sayıda kişi hayatını kaybetmiştir.
Olaylar sırasında resmi olarak 57 kişi hayatını kaybetmiştir, gayriresmi bu rakamın 100'ü aştığı söyleniyor..Ölenlerin çoğu panzerler ve dönemin faili meçhullerle ün yapmış jitem ve özel timcilerin kurşunlarıyladır.
Devlet elindeki tüm imkanlarla bu yürüyüşü durdurmaya çalışmış, yine dönemin belediye başkanı Kamil atak ve adamlarınında çok sayıda kişiyi Basisk denen köyde infaz ettiği söyleniyor.(aynı Kamil atak 7 Pkk'lıyı yemeklerine zehir katarak öldüren kişidir.)
Bu nevruzu, o yıllarda Cizre'de yaşamış olanlar, bunun kürdistanları için bir dönüm noktası oldugunu, cizre'deki örgütlenme ve direnişin tüm kürdistana sıçradığını belirtiyor.
---------------------------------------------------------------------
Buraya kadar olanlar 1992'de olayları yaşamış kürtcülerin anlattıklarıdır, çeşitli kaynaklardan derlediğim cümlelerdir.Şimdi ise olayın diğer aktörü olan "devlet"'cilerin düşüncelerini aktaralım.
1992'ye gelindiğinde Pkk Şırnak-Cizre-Nusaybin ile Lice-Genç-Kulp bölgesinde aşırı derecede güçlenmiş, devlet alan hakimiyetini kaybetmiş durumdaydı.
Durumu Dönemin OHAL valisi Ünal Erkan: "PKK, bölgenin bazı yerlerinde vergi toplamaya, askere almaya başladı ve özellikle Şırnak ve Cizre neredeyse kurtarılmış bölge haline getirildi" şeklinde anlatıyordu.
O yıllarda Cizre'de asker polis ancak zırhlı araçlarla sokağa çıkabiliyor, akşamları ise tamamen karakol ve kışlalara çekiliyordu, öyleki bazı yerlerde vali kaymakam bile bir yerden bir yere gidemiyordu.
Durumun ciddiyetinin farkına varan devlet, strateji değişikliğine gider ve hem kırsalda hem şehirlerde pkk ve pkk destekçilerine karşı çok sert tedbirler almaya başlar.
Diyarbakır milletvekili Hatip Dicle'nin "devlet şiddeti seçti.Böylece pkk dahada kitleşelleşecek" sözlerine karşın Pkk'nın direnci
kırılmış, başta Osman Pamukoğlu olmak üzere dirayetli komutanların
karşı taaruzlarıyla pkk psikolojik üstünlüğü ve alan hakimiyetini her bakımdan kaybetmiştir.
Etiketler: