Yüklenme Tarihi: 11 Aralık 2016 - 01:13
1994'te bir grup kaşif tarafından keşfedilmiş, keşfinden önceki benzerlerine dair varolan bulguları altüst etmiş, büyüleyici güzellikte bir mağara, Chauvet.. Devasa bir hacme sahip olan mağaranın duvarları bundan 32 bin yıl önce yaşamış bir sanatçının çizgilerine, bilinen en eski çizimlere ev sahipliği yapıyor. Sanat tarihi denildiğinde ilk olarak bakılacak eserlerin tuvallerdeki boyalar değil tamamen sanat kavramından bihaber saf içgüdülerle yapılmış bu çizimler olduğunu haykırıyor. Bize estetik kaygının, insanın çevreyi algılama ve ifade şeklinin, perspektifin, bir coğrafyadaki biyokütlenin ve hatta dini ritüellerin ve şamanizmin tarihini fısıldayan, uzun yıllardır doğa tarafından mühürlenmiş olan mağara; keşfinin ardından arkeoloji, antropoloji, sanat, sanat tarihi, tarih, biyoloji, teoloji gibi bir çok alan tarafından gerçekleştirilen devasa boyuttaki bir interdisipliner çalışmayı da beraberinde getiriyor. Bu belgeselde binlerce yıl önce duvarlara ellerinin izini bırakmış bir adamı, serçe parmağındaki ufak eğrilik sayesinde diğer tüm izlerden ayıracağız, onu tanıyacağız, binlerce yıl öncesinden bize seslenen o adamın "Ben buradaydım." diyişine ve ölümsüzlüne tanık olacağız. Chauvet ve onun ölümsüz insanları... İyi seyirler...