Türkiye’de özellikle 60’lardan sonra değişen dünya koşullarından ötürü biraz mecburen, biraz da şehre gidip “güzel bir hayatın onları beklediği” düşüncesiyle ata ocağını -köylerini- bırakıp büyük şehirlere göç etti insanlar (Bu konuda alkışlanası bir kitap önerisi: Yaşar Kemal-Binboğalar Efsanesi). Böylece ne köyüne geri dönebilen ne de şehre alışabilen nesiller yetişti. Avuntuyu şehirlerde kurdukları “köy dernekleri”nde veya senede birkaç gün gidebildikleri köylerinde yılların hasretini o birkaç güne sığdırmakla gidermeye çalıştılar. Gidenler dönmeyi hayal etti hep kalanlar da gitmeyi…
Son Sözü: Âşık Çulhani’ye ve Dedemize verelim:
—Çulhani’yem ölürsem de gam yemem
Haramı, yalanı hiç demem
Kula kulluk edeni pek sevmem
Köyüm bensiz ben köyümsüz duramam