Hoşgeldiniz!

dua

Vakıa Suresi 10:00
Vakıa Suresi 470.180 izlenme - 10 yıl önce VAKIA SURESİNİN OKUNUŞU Bismillâhirrahmânirrahîm (1) İzâ vakaatil vâkıatu (2) leyse li vak’atihâ kâzibeh(kâzibetun) (3) hâfidatun râfiatun (4) izâ ruccetil ardu reccen (5) ve bussetil cibâlu bessen (6) fe kânet hebâen munbessâ(munbessen) (7) ve kuntum ezvâcen selâse(selâseten) (8) fe ashâbul meymeneti mâ ashâbul meymeneh (meymeneti) (9) ve ashâbul meş’emeti mâ ashâbul meş’emeh(meş’emeti) (10) ves sâbikûnes sâbikûne (11) ulâikel mukarrebûn (mukarrebûne) (12) fî cennâtin na’îm(na’îmi) (13) sulletun minel evvelîne (14) ve kalîlun minel âhirîn(âhirîne) (15) alâ sururin mevdûnetin (16) muttekiîne aleyhâ mutekâbilîn(mutekâbilîne) (17) yetûfu aleyhim vildânun muhalledûne (18) bi ekvâbin ve ebârîka ve ke’sin min maînin (19) lâ yusaddeûne anhâ ve lâ yunzifûn(yunzifûne) (20) ve fâkihetin mimmâ yetehayyerûne (21) ve lahmi tayrin mimmâ yeştehûn(yeştehûne) (22) ve hûrun înun (23) ke emsâlillu’luil meknûn(meknûni) (24) cezâen bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne) (25) lâ yesmeûne fîhâ lagven ve lâ te’sîmen (26) illâ kıylen selâmen selâmâ(selâmen) (27) ve ashâbul yemîni mâ ashâbul yemîn (28) fî sidrin mahdûdin (29) ve talhın mendûdin (30) ve zıllin memdûdin (31) ve mâin meskûbin (32) ve fâkihetin kesîretin (33) lâ maktûatin ve lâ memnûatin (34) ve furuşin merfû’ah(merfû’atin) (35) innâ enşe’nâhunne inşâen (36) fe cealnâhunne ebkâren (37) uruben etrâben (38) li ashâbil yemîn(yemîni) (39) sulletun minel evvelîne (40) ve sulletun minel âhirîn(âhirîne)(41) ve ashâbuş şimâli mâ ashâbuş şimâl(şimâli) (42) fî semûmin hamîmin (43)ve zillin min yahmûmin (44) lâ bâridin ve lâ kerîmin (45) innehum kânû kable zâlike mutrefîn(mutrefîne) (46) ve kânû yusirrûne alel hınsil azîm (47) ve kânû yekûlûne e izâ mitnâ ve kunnâ turâben ve izâmen e innâ le meb’ûsûne (48) e ve âbâunel evvelûn (evvelûne) (49) kul innel evvelîne vel âhirîne (50) le mecmûûne ilâ mîkâti yevmin ma’lûm (ma’lûmin) (51) summe innekum eyyuhed dâllûnel mukezzibûne (52) le âkilûne min şecerin min zakkûmin (53) fe mâliûne minhel butûn (butûne) (54) fe şâribûne aleyhi minel hamîm (55) fe şâribûne şurbel hîm(hîmi) (56) hâzâ nuzuluhum yevmed dîn(dîne) (57) nahnu halaknâkum fe lev lâ tusaddikûn(tusaddikûne) (58) e fe raeytum mâ tumnûn(tumnûne)(59) e entum tahlukûnehû em nahnul hâlikûn (hâlikûne) (60) nahnu kaddernâ beynekumul mevte ve mâ nahnu bi mesbûkîne (61) alâ en nubeddile emsâlekum ve nunşiekum fî mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne) (62) ve lekad alimtumun neş’etel ûlâ fe lev lâ tezekkerûn(tezekkerûne) (63) e fe raeytum mâ tahrusûn(tahrusûne) (64) e entum tezreûnehû em nahnuz zâriûn(zâriûne) (65) lev neşâu le cealnâhu hutâmen fe zaltum tefekkehûn(tefekkehûne) (66) innâ le mugremûne (67) bel nahnu mahrûmûne (68) e fe raeytumul mâellezî teşrebûn(teşrebûne) (69) e entum enzeltumûhu minel muzni em nahnul munzilûn(munzilûne) (70) lev neşâu cealnâhu ucâcen fe lev lâ teşkurûn(teşkurûne) (71) e fe raeytumun nârelletî tûrûn(tûrûne) (72) e entum enşe’tum şeceretehâ em nahnul munşiûn (munşiûne) (73) nahnu cealnâhâ tezkireten ve metâan lil mukvîn(mukvîne) (74) fe sebbih bismi rabbikel azîm(azîmi) (75) fe lâ uksimu bi mevâkıın nucûmi (76) ve innehu le kasemun lev ta’lemune azîmun (77) innehu le kur’ânun kerîmun (78) fî kitâbin meknûnin (79) lâ yemessuhû illel mutahherûn(mutahherûne) (80) tenzîlun min rabbil âlemîn (81) e fe bi hâzel hadîsi entum mudhinûne (82) ve tec’alûne rızkakum ennekum tukezzibûn (tukezzibûne) (83) fe lev lâ izâ belegatil hulkûme (84) ve entum hîneizin tenzurûne ve nahnu akrebu ileyhi minkum ve lâkin lâ tubsırûn(tubsırûne) (86) fe lev lâ in kuntum gayre medînîne (87) terciûnehâ in kuntum sâdikîn(sâdikîne) (88) fe emmâ in kâne minel mukarrebîne (89) fe revhun ve reyhânun ve cennetu naîm(naîmin) (90) ve emmâ in kâne min ashâbil yemîni (91) fe selâmun leke min ashâbil yemîn(yemîni) (92) ve emmâ in kâne minel mukezzibîned dâllîne (93) fe nuzulun min hamîmin (94) ve tasliyetu cahîm (95) inne hâzâ le huve hakkul yakîn (96) fe sebbih bismi rabbikel azîm(azîmi).
Bereket Ve Huzur İçin Sekine Duası 05:36
Bereket Ve Huzur İçin Sekine Duası 208.596 izlenme - 9 yıl önce Sekine duasının Türkçe Meali: 1- Allah her sıkıntıdan sonra kolaylık lütfedecektir. 2- Yüzlerin sıkıntısı Hayy-ı Kayyûm içindir. 3- Allah size karşı çok şefkatli, çok merhametlidir. 4- Allah tövbeleri çok kabul edici ve kullarına çok merhamet edicidir. 5- Muhakkak ki, Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir. 6- Muhakkak ki, Allah her şeye gücü yettiği halde çok bağışlayıcıdır. 7- Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla işitir ve her şeyi hakkıyla görür. 8- Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilir ve her işi hikmetle yerine getirir. 9- Muhakkak ki, Allah sizin üzerinizde gözeticidir ve her halinizi görür. 10- Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık. 11- Ve Allah sana pek şerefli bir zaferle yardım etsin. 12- Şüphesiz Allah’a tâbi olan topluluk gerçek gâliplerin tâ kendisidir. 13- Muhakkak ki Allah, azabında pek kuvvetlidir ve kudreti her şeye galip olandır. Sekine Duası Meali 14- Muhakkak ki hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve her türlü övgüye lâyık olan ancak Allah’tır. 15- Allah bana yeter. O’ndan başka ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. 16- Allah bize yeter. O ne güzel vekildir. 17- En büyük korku olan kıyâmetin dehşeti onlara üzüntü vermez. 18- Ancak Sana kulluk eder ve ancak Senden yardım isteriz. 19- Ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd olsun. Allah kabul etsin... Okunuşu: Allahüekber Allahüekber Allahüekber Allahüekber Allahüekber Allahüekber Allahüekber Allahüekber Allahüekber Allahüekber Bismillahirrahmanirrahim* Ferdun hayyun kayyumun hakemün adlün kuddusun*Seyec’alüllahü ba’de üsri yusra* ve anetil vücuhu lil hayyil kayyum* Ve innellahe biküm le raufur rahiym* İnnellahe kane tevvaben rahiym* İnnellahe kane ğafuran rahiym* Fe innellahe kane afüvven kadir* İnnellahe kane semian basiyr* İnnellahe kane aliymen hakiym* İnnellahe kane aleyküm rakiyb* İnne fetehna leke fethan mübiyna* Ve yensürakellahü nasran aziyze* İnne hizbellahi hümül ğalibun* İnnellahe hüvel kaviyyul aziyz* İnnellahe hüvel ğaniyyul hamiyd* Hasbiyellahu la ilahe illa hu* Hasbünellahu ve ni’mel vekiyl* La yahzünühümül fezaül ekber(19 defa)* İyyake na’budü ve iyyake nestain* Velhamdü lillahi rabbil alemiyn*
Ayet-el Kursi Oku Ve Dinle 00:55
Ayet-el Kursi Oku Ve Dinle 194.313 izlenme - 9 yıl önce Ayetel Kürsi duası okunuşu (Arapça): Allâhü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm, lâ te'huzühu sinetün velâ nevm, lehu mâ fissemâvâti ve ma fil'ard, men zellezi yeşfeu indehu illâ bi'iznih, ya'lemü mâ beyne eydiyhim vemâ halfehüm, velâ yü-hîtûne bi'şey'im min ilmihî illâ bima şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel'ard, velâ yeûdühû hıfzuhümâ ve hüvel aliyyül azim. Ayetel Kürsi Anlamı (Türkçe Meali): Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. O hayydır, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. O’nun izni olmadan katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (Hiçbir şey O’na gizli kalmaz.) O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar, O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür. Ayetel Kürsi Fazileti: Ayetel Kürsi'nin birçok faydaları ve fazileti bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekildedir: * Ayet-el kürsi okunan eve şeytan giremez. O evde büyü tutmaz. * Devamlı olarak ayetel kürsi okumaya devam eden kişi hem dünyada hem ahirette büyük makamlara erişir. * Ayetel Kürsi 313 defa okunup ve her okuyuşta hu diye nimetlere üfürülürse o nimet bereketlenir. 313 Ayet-el Kürsi'nin hatim adedidir. * Ayet-el Kürsi okumayı adet edinen kimsenin geçmişte işlemiş olduğu günahlar bağışlanır. Hazreti Allah o kişiye hayır kapılarını açar. * Bir kişi 7 defa okuyup birincide sağına ikincide soluna üçüncüde önüne dördüncüde arkasına beşincide yukarı altıncıda aşağı ve yedincide içine hu diye üflerse ve son olarak etrafını çevreleyecek şekilde üflerse melekler onu çevreler ve o gün içinde o kimseye bela isabet etmez. * Ayet-el Kürsi her namazdan sonra okunmalıdır. Bunu okuyan kişiye cennetin sekiz kapısı açılır ve dilediği kapıdan cennete girer. * Cenab-ı Hak sevdiği bir kuluna namazdan sonra Ayet-el Kürsi okumayı unutturmaz. Kabir ehli için okunursa cenabı hak Ayetel Kürsi'nin fazileti hürmetine o kabir ehlinin kabrini genişletir ve makamını yükseltir. Okuyan kişiye de sevap yazılır. * Gece yatmadan önce okunursa kişi kendini ve ailesini güven içine almış olur. Sıkıntılı zamanlarda okunursa Allah’ın izni ile sıkıntı geçer.
Seyda Hazretleri 03:12
Seyda Hazretleri 137.020 izlenme - 10 yıl önce Seyda hazretleri
İshak Danış - Amene Resulu 01:46
İshak Danış - Amene Resulu 117.798 izlenme - 10 yıl önce Amener rasulü bi ma ünzile ileyhi mir rabbihı vel mü'minun * küllün amene billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülih * la nüferriku beyne ehadim mir rusülih * ve kalu semı'na ve eta'na ğufraneke rabbena ve ileykel masıyr * La yükellifüllahü nefsen illa vüs'aha * leha ma kesebet ve aleyha mektesebet * rabbena la tüahızna in nesına ev ahta'na * rabbena ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu alellezıne min kablina * rabbena ve la tühammilna ma la takate lena bih * va'fü anna * vağfir lena * verhamna ente mevlane fensurna alel kavmil kafirın
Ayetel Kürsi 01:10
Ayetel Kürsi 223.745 izlenme - 10 yıl önce Ayet-el Kürsi Okunuşu: Allahü lâ ilâhe illâ hüvel hayyül kayyûm. Lâ te’huzühû sinetün ve lâ nevm. Lehû mâ fis-semâvâti vemâ fil erd. Menzellezî yeşfeu indehû illâ biiznihi. ya’lemü mâ beyne eydîhim vemâ halfehüm velâ yühîtûne bişey’in min ilmihî illâ bimâ şâe vesia kürsiyyühüssemâvâti vel erd. Velâ yeûdühü hıfzuhumâ ve hüvel aliyyül azîm. Ayetel Kürsi Anlamı (Meali): Allah ki, O’ndan başka ilah yoktur. O hayydır, kayyûmdur. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O’nundur. O’nun izni olmadan katında kim şefaat edebilir? O, kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. (Hiçbir şey O’na gizli kalmaz.) O’nun bildirdiklerinin dışında insanlar, O’nun ilminden hiçbir şeyi tam olarak bilemezler. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.
Fatiha Suresi Bu Kadar Mı Güzel Okunur 01:21
Fatiha Suresi Bu Kadar Mı Güzel Okunur 99.313 izlenme - 11 yıl önce Fatiha Suresi Bu Kadarmı Güzel Okunur..
Kenzül Arş 05:29
Kenzül Arş 44.907 izlenme - 10 yıl önce Mehmet Bey
Ayetel Kürsi 11:26
Ayetel Kürsi 75.172 izlenme - 11 yıl önce Dinle Öğren
Bereket Duası- Kanal 7 00:48
Bereket Duası- Kanal 7 41.989 izlenme - 9 yıl önce Bereket Duası okunuşu: “Yâ Allahu, yâ Rabbi, yâ Hayyü, yâ Kayyûmü, Yâ Zel Celâli ve ikram. Es’elüke bismikel azîmil-a’zami, enterzukanî helâlen tayyiben. Allahümme in kâne rızkunâ fissemâi enzilhu, ve in kâne fil ardi ezhirhu ve in kane ba’iden karribhu, ve in kâne kâriben yessirhü, ve in kâne kalîlen kessirhü ve in kâne kesîren ihfazhü bilbereketi” Anlamı: Ya Allah, Ya Rab, ya Hayyü ya Kayyûm. Ya Zel Celali vel- İkram. Yüceler yücesi olan isminin hakkı için senden isterim. Bana helâl rızık ver. Allah’ım, eğer rızkımız semada ise onu indir. Eğer yerde ise onu çıkar. Uzakta ise onu yaklaştır. Yakın ise kolaylaştır. Az ise çoğalt. Çok ise onu bereketlendir.” Bu mübarek dua rızkımızı çoğaltmak ve bereketli olmasını sağlamak içindir. Rızkımız yerde, gökte, az ve çok her ne ise onu Mevla’dan istiyoruz. Rızkımızın bilhassa helâl olması için bu duayı ısrarla tekrar edersek, faydasını yakında inşallah görürüz. Bereket Duası Meali: Hz. Süleyman devridir Kuraklık ve kıtlık her yeri kavurmaktadır. Hz. Süleyman mü’min bir toplulukla beraber, şehrin dışına, yağmur duasına yönelmiştir. Yolda bir karınca dikkatini çeker… Zavallı hayvan sırtüstü yatmış, ayaklarını göğe doğru uzatmış, debelenip dua etmektedir. Karıncanın duasına kulak kabartır, Hz. Süleyman… karınca demektedir ki: “ALLAH’ım bizi Sen var ettin… Ve Senin rahmetin olmadan biz yaşayamayız Ya, bize su verirsin ya da bizi helak edersin. Emir, ferman Senindir.” Gözleri yaşarır, peygamberin… Ve az sonra Cebrail’in getirdiği bir haberle de coşar, taşar, ağlamaya başlar..Cebrail, o karıncanın duasının kabul edildiği haberini getirmiştir.” Peygamber yanındaki topluluğa döner: “Dönün” der “Siz başkasının duasıyla sulanacaksınız.”
İnşirah Suresi 00:26
İnşirah Suresi 30.462 izlenme - 10 yıl önce Huzur Bulalım - Surelerin Faziletleri Ve Münacat Duaları
Tek Nefeste Ayetel Kürsi 01:04
Tek Nefeste Ayetel Kürsi 60.345 izlenme - 10 yıl önce Tek Nefeste Ayetel Kürsi
Kabe İmamı Mahir Dua Okuması! 04:40
Kabe İmamı Mahir Dua Okuması! 21.293 izlenme - 8 yıl önce Kabe İmamı Mahir Müthiş Okuyor Kabe İmamı Mahir Müthiş Okuyor,Kabe İmamı Mahir Müthiş Okuyor,Kabe İmami Mahir,Kuran Ziyafeti,Kuran Dinle,İslami Videolar,Kurani Kerim,
Doğumun Kolay Olması İçin Okunacak Dua 05:03
Doğumun Kolay Olması İçin Okunacak Dua 22.466 izlenme - 7 yıl önce Şüphesiz ki kadınların en zor zamanlarından biridir doğum. Dini açıdan doğumu kolaylaştırmak ve ağrıyı azaltmak için yapılacak şeyleri prof.dr. Nihat Hatipoğlu'ndan dinliyoruz.
Sesli, Görüntülü,Mealli Kur`an ı Kerim Hatim Seti 1. Cüz (Ok Takipli)             01:00:04
Sesli, Görüntülü,Mealli Kur`an ı Kerim Hatim Seti 1. Cüz (Ok Takipli) 14.691 izlenme - 7 yıl önce Sesli, Görüntülü,Mealli Kur`an ı Kerim Hatim Seti 1. Cüz (Ok Takipli) Allah, (c.c.), Hz. Muhammed, (s.a.v.), Namaz Sureleri, Namaz süreleri, sure, süre, islam, islamiyet, kuran dinle, kuran izle, ayet, iman, koran, namaz, Kuran, kuran, Namaz Duaları, Dua, oruc, quran, coran, iman, cennet, cehennem, melek, resulullah, resulallah, mohammed, namaz duaları, Süresi, Ayet-el Kürsi Ayetel kürsi Süresi, Ayet-el Kürsi Ayetel kürsi Suresi,Ayetel kürsi dinle,Ayetel kürsi izle, ok takipli Kur'an-ı Kerim Tilaveti, Ayet-el Kürsi, Ayetel kürsi Türkçe Mealli Ok Takipli (Elmalılı sadeleştirilmiş meali esas alınmıştır) Bismillahirrahmanirrahim ( Rahman ve Rahim Olan ALLAH ın Adıyla )
Şarlatan Cinci ve Katibesi 07:12
Şarlatan Cinci ve Katibesi 27.278 izlenme - 7 yıl önce Şarlatanlıkla kalmayıp akabinde tıp biliminide itibarsızlaştırarak cahil insanları kandırma arayışına giren bu dolandırıcıları görmenizi istedim. İyi Seyirler.
kenzul arş duası - mehmet avcı yorumuyla türkçe 06:33
kenzul arş duası - mehmet avcı yorumuyla türkçe 26.928 izlenme - 13 yıl önce sevgili dostlarım bu duanın anlamı cok büyüktür.hele perşembeyi cumaya bağlayana gecelerde hacet namazından sonra okunması insanı cok yüceltir.allaha cok daha yaklaştırır.maneviyatı güçlendirir.internette türkçe olarak seslendirmesi olmadıgından kendim seslendirdim.1 nebze katkımız olursa ne mutlu diyorum.sevgiyle kalınız.
Dua Eden Peygamber Böceği 00:34
Dua Eden Peygamber Böceği 19.172 izlenme - 11 yıl önce Bu peygamber böceği, önce dua ederken bir anda baş parmağa saldıran bir savaşçıya dönüşüyor. Sizce savaşı kim kazanacak?
Sabah Duası - Allah Kabul Etsin. 16:01
Sabah Duası - Allah Kabul Etsin. 12.991 izlenme - 8 yıl önce İzlemeyen Çok Şey Kaçırır.. Muhteşem Dua
Ayetel Kürsi 01:18
Ayetel Kürsi 27.368 izlenme - 11 yıl önce Kur'an Sureleri Kur'an-ı Kerimdeki Dua Ayetleri
Cübbeli Ahmet Hoca : Bu Dua İle Uçuşa Geçersin! 03:21
Cübbeli Ahmet Hoca : Bu Dua İle Uçuşa Geçersin! 23.038 izlenme - 11 yıl önce Cübbeli Ahmet Hoca : Bu Dua İle Uçuşa Geçersin!
Dileklerin Kabulü İçin “Mübin Duası” Kuvvetli Bir Dua Tertibidir 04:29
Dileklerin Kabulü İçin “Mübin Duası” Kuvvetli Bir Dua Tertibidir 13.502 izlenme - 6 yıl önce Hayırlı dileklerin yerine gelmesi için önce sebepler planında yapılması gereken her şey yapılır.Sonra da onların gerçekleşmesi için Allah’a yalvarılmalıdır.Aşağıda anlatılan dua tertibi,dileklerin kabulü için en kuvvetli dualardan biridir. Bu dua,Yâ-Sin sûresiyle ilğilidir.Bilindiği gibi Yâ-Sin sûresi,Kur’an-ı Kerim’in en çok okunan,okunması tavsiye edilen surelerden biridir.Bu sure hakkkında Peygamber Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurmuştur.”her şeyin bir kalbi vardır,Kur’an’ın kalbi de Yâsin Suresidir.” Bu sure Kur’an-ı Kerim’in özeti gibidir.Kur’an’da anlatılan anaların çoğu bu sürede özet olarak bulunmaktadır. Mübin duası nasıl okunur. Yâ-Sin suresi 83 ayettir.Bunlardan 7 tanesi “Mübin” kelimesiyle sona ermektedir.Güzelce abdest alınır.Maddi ve manevi hazırlık yapıldıktan sonra Yâ-Sin suresi okunmaya başlanır.”Mübin” kelimesiyle biten ilk ayete kadar okunur.Hemen arkasından mübin duası okunur.Sonra tekrar surenin başından başlanır.İkinci mübin’e kadar okunur, ve tekrar mübin duası okunur.Bu şekilde en son Mübinden sonra da mübin duası okunur.Ardından dilekler Allah’a arz edilir.İnşallah bütün dilekler yerine gelir. Mübin duası: Sübhane’l-müneffisi an külli medyun Sübhane’l-müneffisi an külli mahzûn Sübhane’l-muhallisi an külli mescun Sübhane’l-alimi bi külli meknûn Sübhane me cealae hazainehû beyne’l-kâfi ve’n-nûn Ve izâ kazâ emran fe innema yekûlü lehü kün fe yekün Sübhane’llezi bi yedihi melekütü külli şey’in ve ileyhi türceün. Anlamı: “Seni tenzih ederim,bütün noksanlıklardan sonsuz derce uzaksın Allah’ım.Borçluları borçlarından kurtarıp rahata kavuşturursun.” Seni tenzih ederim;bütün noksanlıklardan sonsuz derece uzaksın Allah’ım.Üzüntü içinde olanları üzüntülerinden kurtarıp ferahlatırsın.” “Seni tenzih ederim;bütün noksanlıkalardan sonsuz derece uzaksın Allahım.Her türlü gizliyi bilirsin.Senin için gizli kalmış bir şey yoktur.” “Seni tenzih ederim.Bütün noksanlıklardan sonsuz derece uzaksın Allahım.Senin hazinelerin kaaf ve nûn harfleri arasındadır.” “Sen birşeyin olmasını istediğinde “kün=ol” dersin ve oluverir.” “Seni tenzih ederim,Bütün noksanlıklardan sonsuz derce uzaksın Allahım.Her şeyin iç yüzünü,eşyayı idare eden kanunlar senin elindedir.Sonunda her şey yine Sana döner.” Kaynak:365 gün dua(Mehmet Dikmen-Bilal Eren)
Mevlid Kandili Duası 06:33
Mevlid Kandili Duası 18.790 izlenme - 8 yıl önce Mevlid Kandili duası EÛZÜ BİLLAHİ MİNE’Ş-ŞEYTANİ’R-RACÎM, BİSMİLLAHİRRAHMANİRRRAHİM Ya ilahel alemin İlk yarattığın nur efendimizin nuruydu. Sen onu var etmeden evvel gündüzün geceden, baharın da kıştan farkı yoktu. İyilikler, kötülüklerle iç içe; akıl nefse yenik, ruh da bedenin esiri idi. O güzeller güzeli Varlığın sırrını keşfedip akla yüksek hedefler gösterdi düşünceye kapılar açıp insanın ebedlere namzet olduğunu âlemşümul bir dille haykırdı. Böyle bir elçiyi insanlığa bahşetmenden Ve sayısız nice nimetlerinden ötürü sana sonsuz hamd ü senalar olsun ya rabbi! Güç ve kuvvet ancak kendisine has olan yüce ve büyük Allâh’ım! Mahlûkatın adedince, Zatının rızası, Arşının ağırlığı ve kelimelerinin toplamınca Efendimiz Hz. Muhammed (sas) ve O’nun ehli ve ashabı üzerine salât ü selam la bir kere daha yâdederek huzûr-u İlahi’de el açıp yakarıyoruz Ey her şeye hayat bahşeden A
Nihat Hatipoğlu - Namazdan Sonra Okunacak Tövbe Duası 01:05
Nihat Hatipoğlu - Namazdan Sonra Okunacak Tövbe Duası 20.913 izlenme - 9 yıl önce Allah Yar ve Yardimciniz Olsun 1- (Bu,) Müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınıza Allah’tan ve Resûlü’nden kesin bir uyarıdır. 2- Bundan böyle yeryüzünde (size tanınmış bir süre olarak) dört ay dolaşın. Ve bilin ki Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz. Gerçekten Allah, inkar edenleri hor ve aşağılık kılıcıdır. 3- Ve büyük Hacc (Hacc-ı Ekber) günü, Allah’tan ve Resûlü’nden insanlara bir duyuru: Kesin olarak Allah, müşriklerden uzaktır, O’nun Resûlü de… Eğer tevbe ederseniz bu sizin için daha hayırlıdır; yok eğer yüz çevirirseniz, bilin ki Allah’ı elbette aciz bırakacak değilsiniz. İnkar edenleri acı bir azapla müjdele. 4- Ancak müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınızdan (antlaşmadan) bir şeyi eksiltmeyenler ve size karşı hiç kimseye yardım etmeyenler başka; artık antlaşmalarını, süresi bitene kadar tamamlayın. Şüphesiz, Allah muttaki olanları sever. 5- Haram aylar (süre tanınmış dört ay) sıyrılıp-bitince (çıkınca) müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün, onları tutuklayın, kuşatın ve onların bütün geçit yerlerini kesip-tutun. Eğer tevbe edip namaz kılarlarsa ve zekatı verirlerse yollarını açıverin. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. 6- Eğer müşriklerden biri, senden ‘eman isterse’, ona eman ver; öyle ki Allah’ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu ‘güvenlik içinde olacağı yere ulaştır.’ Bu, onların elbette bilmeyen bir topluluk olmaları nedeniyledir. 7- Mescid-i Haram yanında kendileriyle anlaştıklarınız dışında, müşriklerin Allah Katında ve Resûlünün katında nasıl bir ahdi olabilir? Şu halde o (anlaşmalı olanlar), size karşı (doğru) bir tutum takındıkça, siz de onlara karşı doğru bir tutum takının. Şüphesiz Allah, muttaki olanları sever. 8- Nasıl olabilir ki!.. Eğer size karşı galip gelirlerse size karşı ne ‘akrabalık bağlarını’, ne de ‘sözleşme hükümlerini’ gözetip-tanırlar. Sizi ağızlarıyla hoşnut kılarlar, kalpleri ise karşı koyar. Onların çoğu fasık kimselerdir. 9- Allah’ın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar, böylece O’nun yolunu engellediler. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür. 10- Onlar (hiç) bir mü’mine karşı ne ‘akrabalık bağlarını’, ne de ‘sözleşme hükümlerini’ gözetip tanırlar. İşte bunlar, haddi aşmakta olanlardır. 11- Eğer onlar tevbe edip namazı kılarlarsa ve zekatı verirlerse, artık onlar sizin dinde kardeşlerinizdir. Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız. 12- Ve eğer antlaşmalardan sonra, yine yeminlerini bozarlarsa ve dininize hınç besleyip-saldırırlarsa, bu durumda küfrün önderleriyle çarpışın. Çünkü onlar, yeminleri olmayan kimselerdir; belki cayarlar. 13- Yeminlerini bozan, elçiyi (yurdundan) sürmeye çabalayan ve sizinle ilk defa (savaşa) başlayan bir toplulukla savaşmaz mısınız? Korkuyor musunuz onlardan? Eğer inanıyorsanız, Kendisi’nden korkmanıza Allah daha layıktır. 14- Onlarla çarpışınız. Allah, onları sizin ellerinizle azaplandırsın, hor ve aşağılık kılsın ve onlara karşı size zafer versin, mü’minler topluluğunun göğsünü şifaya kavuştursun. 15- Ve kalplerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 16- Yoksa siz, içinizden cihad edenleri ve Allah’tan ve Resûlü’nden ve mü’minlerden başka sır-dostu edinmeyenleri Allah ‘bilip (ortaya) çıkarmadan’ bırakılıvereceğinizi mi sandınız? Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 17- Şirk koşanların, kendi inkarlarına bizzat kendileri şahidler iken, Allah’ın mescidlerini onarmalarına (hak ve yetkileri) yoktur. İşte bunlar, yaptıkları boşa gitmiş olanlardır. Ve bunlar ateşte süresiz kalacak olanlardır. 18- Allah’ın mescidlerini, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve Allah’tan başkasından korkmayanlar onarabilir. İşte, hidayete erenlerden oldukları umulanlar bunlardır. 19- Hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram’ı onarmayı, Allah’a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptıkları) gibi mi saydınız? (Bunlar) Allah Katında bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. 20- İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Allah Katında büyük dereceleri vardır. İşte ‘kurtuluşa ve mutluluğa’ erenler bunlardır. 21- Rableri onlara Katından bir rahmeti, bir hoşnutluğu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler. 22- Onda ebedi kalıcıdırlar. Şüphesiz Allah, büyük mükafat Katında olandır. 23- Ey iman edenler, eğer imana karşı inkarı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir. 24- De ki: “Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah’tan, O’nun Resûlü’nden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez. 25- Andolsun, Allah birçok yerlerde ve Huneyn gününde size yardım etti. Hani çok sayıda oluşunuz sizi böbürlendirip-gururlandırmıştı, fakat size bir şey de sağlayamamıştı. Yer ise, bütün genişliğine rağmen size dar gelmişti, sonra arkanıza dönüp gerisin geri gitmiştiniz. 26- (Bundan) Sonra Allah, elçisi ile mü’minlerin üzerine ‘güven duygusu ve huzur’ indirdi, sizin görmediğiniz orduları indirdi ve inkar edenleri azaplandırdı. Bu, inkarcıların cezasıdır. 27- Bunun ardından Allah, dilediği kimseden tevbesini kabul eder. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. 28- Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yıllarından sonra artık Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer ihtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız, Allah dilerse sizi Kendi fazlından zengin kılar. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 29- Kendilerine kitap verilenlerden, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, Allah’ın ve Resûlü’nün haram kıldığını haram tanımayan ve hak dini (İslam’ı) din edinmeyenlerle, küçük düşürülüp cizyeyi kendi elleriyle verinceye kadar savaşın. 30- Yahudiler: “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler; Hıristiyanlar da: “Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkar edenlerin sözlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar? 31- Onlar, Allah’ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini rablar (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih’i de. Oysa onlar, tek olan bir İlah’a ibadet etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar. O’ndan başka İlah yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden Yücedir. 32- Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor. 33- Müşrikler istemese de, O, dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün kılmak için elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O’dur. 34- Ey iman edenler, gerçek şu ki, (Yahudi) bilginlerinden ve (Hıristiyan) rahiplerinden çoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. Altını ve gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar… Onlara acı bir azabı müjdele. 35- Bunların üzerlerinin cehennem ateşinde kızdırılacağı gün, onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak (ve:) “İşte bu, kendiniz için yığıp-sakladıklarınızdır; yığıp-sakladıklarınızı tadın” (denilecek). 36- Gerçek şu ki, Allah Katında ayların sayısı, gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah’ın kitabında on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte dosdoğru olan hesab (din) budur. Öyleyse bunlarda kendinize zulmetmeyin ve onların sizlerle topluca savaşması gibi siz de müşriklerle topluca savaşın. Ve bilin ki Allah, takva sahipleriyle beraberdir. 37- (Haram ayları) Ertelemek ancak inkarda bir artıştır. Bununla kafirler şaşırtılıp-saptırılır. Allah’ın haram kıldığına sayı bakımından uymak için, onu bir yıl helal, bir yıl haram kılıyorlar. Böylelikle Allah’ın haram kıldığını helal kılmış oluyorlar. Yaptıklarının kötülüğü kendilerine ‘çekici ve süslü’ gösterilmiştir. Allah, inkarcı bir topluluğa hidayet vermez. 38- Ey iman edenler, ne oldu ki size, Allah yolunda savaşa kuşanın denildiği zaman, yer(iniz)de ağırlaşıp kaldınız? Ahiretten (cayıp) dünya hayatına mı razı oldunuz? Ama ahirettekine (göre), bu dünya hayatının yararı pek azdır. 39- Eğer savaşa kuşanıp-çıkmazsanız, O sizi pek acı bir azapla azaplandıracak ve yerinize bir başka topluluğu getirip değiştirecektir. Siz O’na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Allah, herşeye güç yetirendir. 40- Siz Ona (Peygambere) yardım etmezseniz, Allah Ona yardım etmiştir. Hani kafirler ikiden biri olarak Onu (Mekke’den) çıkarmışlardı; ikisi mağarada olduklarında arkadaşına şöyle diyordu: “Hüzne kapılma, elbette Allah bizimle beraberdir.” Böylece Allah Ona ‘huzur ve güvenlik duygusunu’ indirmişti, Onu sizin görmediğiniz ordularla desteklemiş, inkar edenlerin de kelimesini (inkar çağrılarını) alçaltmıştı. Oysa Allah’ın kelimesi, Yüce olandır. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 41- Hafif ve ağır savaşa kuşanıp çıkın ve Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. 42- Eğer yakın bir yarar ve orta bir sefer olsaydı, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. “Eğer güç yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savaşa) çıkardık.” diye sana Allah adına yemin edecekler. Kendi nefislerini helaka sürüklüyorlar. Allah onların gerçekten yalan söylediklerini biliyor. 43- Allah seni affetsin; doğru söyleyenler sana açıkça belli oluncaya ve yalancıları da öğreninceye kadar niye onlara izin verdin? 44- Allah’a ve ahiret gününe iman edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten (kaçınmak için) senden izin istemezler. Allah takva sahiplerini bilendir. 45- Senden, yalnızca Allah’a ve ahiret gününe inanmayan, kalpleri kuşkuya kapılıp, kuşkularında kararsızlığa düşenler izin ister. 46- Eğer (savaşa) çıkmak isteselerdi, herhalde ona bir hazırlık yaparlardı. Ancak Allah, (savaşa) gönderilmelerini çirkin gördü de ayaklarını doladı ve; “(Onlara) Siz de oturanlarla birlikte oturun” denildi. 47- Sizinle birlikte çıksalardı, size ‘kötülük ve zarardan’ başka bir şey ilave etmez ve aranıza mutlaka fitne sokmak üzere içinizde çaba yürütürlerdi. İçinizde onlara ‘haber taşıyanlar’ vardır. Allah, zulmedenleri bilir. 48- Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah’ın emri ortaya çıkıp-üstünlük sağladı. 49- Onlardan bir kısmı: “Bana izin ver ve beni fitneye katma” der. Haberin olsun, onlar fitnenin (ta) içine düşmüşlerdir. Hiç şüphesiz cehennem, o inkar edenleri mutlaka çepeçevre kuşatıcıdır. 50- Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır, bir musibet isabet edince ise: “Biz önceden tedbirimizi almıştık” derler ve sevinç içinde dönüp giderler. 51- De ki: “Allah’ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevlamızdır. Ve mü’minler yalnızca Allah’a tevekkül etmelidirler.” 52- De ki: “Siz bizim için iki güzellikten (şehidlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah’ın ya Kendi Katından veya bizim elimizle size bir azap dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz. 53- De ki: “İsteyerek veya istemeyerek infak edin; sizden kesin olarak kabul edilmeyecektir. Çünkü siz bir fasıklar topluluğu oldunuz.” 54- İnfak ettiklerinin kendilerinden kabulünü engelleyen şey, Allah’ı ve elçisini tanımamaları, namaza ancak isteksizce gelmeleri ve hoşlarına gitmiyorken infak etmeleridir. 55- Şu halde onların malları ve çocukları seni imrendirmesin; Allah bunlarla ancak onları dünya hayatında azaplandırmak ve canlarının inkar içindeyken zorlukla çıkmasını ister. 56- Gerçekten sizden olduklarına dair Allah adına yemin ederler. Oysa onlar sizden değildirler. Ancak onlar ödleri kopan bir topluluktur. 57- Eğer onlar bir sığınak ya da (kalacak) mağaralar veya girebilecekleri bir yer bulsalardı, hızla oraya yönelip koşarlardı. 58- Onlardan sadakalar konusunda seni yadırgayacaklar vardır. Ondan kendilerine verilirse hoşlanırlar, kendilerine verilmediği zaman bu sefer gazablanırlar. 59- Eğer onlar, Allah’ın ve elçisinin verdiklerine hoşnut olsalardı ve: “Bize Allah yeter; Allah pek yakında bize fazlından verecek, O’nun elçisi de. Biz gerçekten ancak Allah’a rağbet edenleriz” deselerdi (ya). 60- Sadakalar, -Allah’tan bir farz olarak- yalnızca fakirler, düşkünler, (zekat) işinde görevli olanlar, kalpleri ısındırılacaklar, köleler, borçlular, Allah yolunda (olanlar) ve yolda kalmış(lar) içindir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 61- İçlerinden Peygamberi incitenler ve: “O (her sözü dinleyen) bir kulaktır” diyenler vardır. De ki: “O sizin için bir hayır kulağıdır. Allah’a iman eder, mü’minlere inanıp-güvenir ve sizden iman edenler için bir rahmettir. Allah’ın elçisine eziyet edenler… Onlar için acı bir azap vardır.” 62- Sizi hoşnut kılmak için Allah’a yemin ederler; oysa mü’min iseler, hoşnut kılınmaya Allah ve elçisi daha layıktır. 63- Bilmiyorlar mı, kim Allah’a ve elçisine karşı koymaya çalışırsa, gerçekten onun için, onda ebedi kalmak üzere cehennem ateşi vardır? İşte en büyük aşağılanma budur. 64- Münafıklar, kalplerinde olanı kendilerine haber verecek bir sûrenin aleyhlerinde indirilmesinden çekiniyorlar. De ki: “Alay edin. Şüphesiz, Allah kaçınmakta olduklarınızı açığa çıkarandır.” 65- Onlara sorarsan, andolsun: “Biz dalmış, oyalanıyorduk” derler. De ki: “Allah ile, O’nun ayetleriyle ve elçisiyle mi alay ediyordunuz?” 66- Özür belirtmeyiniz. Siz, imanınızdan sonra inkara saptınız. Sizden bir topluluğu bağışlasak da, bir topluluğunuzu gerçekten suçlu-günahkar olmaları nedeniyle azaplandıracağız. 67- Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır; kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah’ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, münafıklar fıska sapanlardır. 68- Allah, erkek münafıklara da, kadın münafıklara da ve (bütün) kafirlere, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateşini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onları lanetlemiştir ve onlar için sürekli bir azap vardır. 69- Sizden önceki (münafıklar ve kafirler) gibi. Onlar sizden kuvvet bakımından daha güçlü, mal ve çocuklar bakımından daha çoktular. Onlar kendi paylarıyla yararlanmaya baktılar; siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar gibi daldınız. İşte onların dünyada ahirette bütün yapıp-ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte onlar kayba uğrayanlardır. 70- Onlara, kendilerinden öncekilerin; Nuh, Ad, Semud kavminin, İbrahim kavminin, Medyen ahalisinin ve yerle bir olan şehirlerin haberi gelmedi mi? Onlara resulleri apaçık deliller getirmişlerdi. Demek ki Allah, onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı. 71- Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 72- Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara içinde ebedi kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vadetmiştir. Allah’tan olan hoşnutluk ise en büyüktür. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. 73- Ey Peygamber, kafirlerle ve münafıklarla cihad et ve onlara karşı sert ve caydırıcı davran. Onların barınma yerleri cehennemdir, ne kötü bir yataktır o!.. 74- Allah’a and içiyorlar ki (o inkar sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkar sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkara sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah’ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı olur, eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azapla azaplandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu-dost ve bir yardımcı yoktur. 75- Onlardan kimi de: “Andolsun, eğer bize bol ihsanından verirse gerçekten sadaka vereceğiz ve salihlerden olacağız” diye Allah’a ahdetmiştir. 76- Onlara Kendi bol ihsanından verince ise, onunla cimrilik yaptılar ve yüz çevirdiler; onlar böyle sırt dönenlerdir. 77- Böylece O da, Allah’a verdikleri sözü tutmamaları ve yalan söylemeleri nedeniyle, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar, kalplerinde nifakı (sonuçta köklü bir duygu olarak) yerleşik kıldı. 78- Onlar bilmiyorlar mı ki, elbette Allah, onların gizli tuttuklarını da, fısıldaştıklarını da biliyor. Gerçekten Allah, gaybın bilgisine sahip olandır. 79- Sadakalar konusunda, mü’minlerden ek bağışlarda bulunanlarla emeklerinden (cehdlerinden) başkasını bulamayanları yadırgayarak bunlarla alay edenler; Allah (asıl) onları alay konusu kılmıştır ve onlar için acı bir azap vardır. 80- Sen, onlar için ister bağışlanma dile, istersen dileme. Onlar için yetmiş kere bağışlanma dilesen de, Allah onları kesinlikle bağışlamaz. Bu, gerçekten onların Allah’a ve elçisine (karşı) nankörlük etmeleri dolayısıyladır. Allah fasıklar topluluğuna hidayet vermez. 81- Allah’ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: “Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” Bir kavrayıp-anlasalardı. 82- Öyleyse kazandıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar. 83- Bundan böyle, Allah seni onlardan bir topluluğun yanına döndürür de, (yine savaşa) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “Kesin olarak benimle hiçbir zaman (savaşa) çıkamazsınız ve kesin olarak benimle bir düşmana karşı savaşamazsınız. Çünkü siz oturmayı ilk defa hoş gördünüz; öyleyse geride kalanlarla birlikte oturun.” 84- Onlardan ölen birinin namazını hiçbir zaman kılma, mezarı başında durma. Çünkü onlar, Allah’a ve elçisine (karşı) inkara saptılar ve fasık kimseler olarak öldüler. 85- Onların malları ve evlatları seni imrendirmesin; Allah bunlarla, ancak onları dünyada azaplandırmak ve canlarının onlar inkar içindeyken zorluk içinde çıkmasını istiyor. 86- “Allah’a iman edin, O’nun elçisi ile cihad etmeye çıkın” diye bir sûre indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: “Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım” dediler. 87- (Savaştan) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler. Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp-anlamazlar. 88- Ama Resul ve onunla birlikte olan mü’minler, mallarıyla ve canlarıyla cihad ettiler; işte bütün hayırlar onlarındır ve kurtuluşa erenler onlardır. 89- Allah onlar için, süresiz kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur. 90- Bedevilerden özür belirtenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler. Allah’a ve elçisine yalan söyleyenler de oturup kaldı. Onlardan inkar edenlere pek acı bir azap isabet edecektir. 91- Allah’a ve elçisine karşı ‘içten bağlı kalıp hayra çağıranlar’ oldukları sürece, güçsüz-zayıflara, hastalara ve infak etmek için bir şey bulamayanlara bir sorumluluk (günah) yoktur. İyilik edenlerin aleyhinde de bir yol yoktur. Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. 92- Bir de (savaşa katılabilecekleri bir bineğe) bindirmen için sana her gelişlerinde “Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum” dediğin ve infak edecek bir şey bulamayıp hüzünlerinden dolayı gözlerinden yaşlar boşana boşana geri dönenler üzerinde de (sorumluluk) yoktur. 93- Yol, ancak o kimseler aleyhinedir ki, zengin oldukları halde (savaşa çıkmamak için) senden izin isterler ve bunlar geride kalanlarla birlikte olmayı seçerler. Allah, onların kalplerini mühürlemiştir. Bundan dolayı onlar, bilmezler. 94- Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler. De ki: “Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz. Allah bize, durumunuzu haber vermiştir. Yaptıklarınızı Allah görecektir, O’nun elçisi de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz ve O, yaptıklarınızı size haber verecektir.” 95- Onlara geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah’a and içecekler. Artık siz onlara sırt çevirin. Onlar gerçekten pistirler. Kazanmakta olduklarının bir cezası olarak, barınma yerleri cehennemdir. 96- Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile şüphesiz Allah, fasıklar topluluğundan hoşnut olmaz. 97- Bedeviler inkar ve nifak bakımından daha şiddetlidir. Allah’ın elçisine indirdiği sınırları bilmemeye de onlar daha ‘yatkın ve elverişlidir.’ Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 98- Bedevilerden öyleleri vardır ki, infak ettiğini bir cereme sayar ve sizi felaketlerin sarıvermesini bekler. Kötü felaket onları sarsın. Allah işitendir, bilendir. 99- Bedevilerden öyleleri de vardır ki, onlar Allah’a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiğini Allah Katında bir yakınlaşmaya ve elçinin dua ve bağışlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakınlaşmadır. Allah da onları Kendi rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. 100- Öne geçen Muhacirler ve Ensar ile onlara güzellikle uyanlar; Allah onlardan hoşnut olmuştur, onlar da O’ndan hoşnut olmuşlardır ve (Allah) onlara, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur. 101- Çevrenizdeki bedevilerden münafık olanlar vardır ve Medine halkından da nifakı alışkanlığa çevirmiş olanlar vardır. Sen onları bilmezsin, Biz onları biliriz. Biz onları iki kere azaplandıracağız, sonra onlar büyük bir azaba döndürülecekler. 102- Diğerleri günahlarını itiraf ettiler, onlar salih bir ameli bir başka kötüyle karıştırmışlardır. Umulur ki Allah tevbelerini kabul eder. Hiç şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir. 103- Onların mallarından sadaka al, bununla onları temizlemiş, arındırmış olursun. Onlara dua et. Doğrusu, senin duan, onlar için ‘bir sükûnet ve huzurdur.’ Allah işitendir, bilendir. 104- Onlar bilmiyorlar mı ki, gerçekten Allah kullarından tevbeleri kabul edecek ve sadakaları alacak olan O’dur. Şüphesiz, tevbeleri kabul eden, esirgeyen O’dur. 105- De ki: “Yapıp-edin. Allah sizin yapıp-ettiklerinizi (amellerinizi) görecektir. O’nun elçisi ve mü’minler de. Yakında gaybı ve müşahede edilebileni Bilen’e döndürüleceksiniz ve O, size yaptıklarınızı haber verecektir.” 106- Diğer bir kısmı, Allah’ın emri için ertelenmişlerdir. O, bunları, ya azaplandıracak veya tevbelerini kabul edecektir. Allah, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 107- Zarar vermek, inkarı (pekiştirmek), mü’minlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah’a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: “Biz iyilikten başka bir şey istemedik” diye yemin edenler (var ya,) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir. 108- Sen bunun (böyle bir mescidin) içinde hiçbir zaman durma. Daha ilk gününden takva temeli üzerine kurulan mescid, senin bunda (namaza ve diğer işlere) durmana daha uygundur. Onda, arınmayı içten-arzulayan adamlar vardır. Allah arınanları sever. 109- Binasının temelini, Allah korkusu ve hoşnutluğu üzerine kuran kimse mi hayırlıdır, yoksa binasının temelini göçecek bir yarın kenarına kurup onunla birlikte kendisi de cehennem ateşi içine yuvarlanan kimse mi? Allah, zulmeden bir topluluğa hidayet vermez. 110- Onların kalpleri parçalanmadıkça, kurdukları bina kalplerinde bir şüphe olarak sürüp-gidecektir. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. 111- Hiç şüphesiz Allah, mü’minlerden -karşılığında onlara mutlaka cenneti vermek üzere- canlarını ve mallarını satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler; (bu,) Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da O’nun üzerine gerçek olan bir vaaddir. Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde yaptığınız bu alış-verişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte ‘büyük kurtuluş ve mutluluk’ budur. 112- Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslam uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar; sen (bütün) mü’minleri müjdele. 113- Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve iman edenlere yaraşmaz. 114- İbrahim’in babası için bağışlanma dilemesi, yalnızca ona verdiği bir söz dolayısıyla idi. Kendisine, onun gerçekten Allah’a düşman olduğu açıklanınca ondan uzaklaştı. Doğrusu İbrahim, çok duygulu, yumuşak huyluydu. 115- Bir topluluğa Allah, hidayet verdikten sonra, korkup-sakınacakları şeyleri kendilerine açıklayıncaya kadar, onları sapıklığa sürükleyecek değildir. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir. 116- Gerçek şu ki, göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır; diriltir ve öldürür. Sizin Allah’tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur. 117- Andolsun Allah, Peygamberin, muhacirlerin ve ensarın üzerine tevbe ihsan etti. Ki onlar -içlerinde bir bölümünün kalbi neredeyse kaymak üzereyken- ona güçlük saatinde tabi oldular. Sonra onların tevbelerini kabul etti. Çünkü O, onlara (karşı) çok şefkatlidir, çok esirgeyicidir. 118- (Savaştan) Geri bırakılan üç (kişiyi) de (bağışladı). Öyle ki, bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmişti, nefisleri de kendilerine dar (sıkıntılı) gelmişti ve O’nun dışında (yine) Allah’tan başka bir sığınacak olmadığını iyice anladılar. Sonra tevbe etsinler diye onların tevbesini kabul etti. Şüphesiz Allah, (yalnızca) O, tevbeleri kabul edendir, esirgeyendir. 119- Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve doğru (sadık)larla birlikte olun. 120- Medine halkına ve çevresindeki bedevilere, Allah’ın elçisinden geri kalmaları, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakışmaz. Bu, gerçekten onların Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, ‘dayanılmaz bir açlık’ (çekmeleri), kafirleri ‘kin ve öfkeyle ayaklandıracak’ bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları karşılığında, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazılmış olması nedeniyledir. Şüphesiz Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez. 121- Küçük, büyük infak ettikleri her nafaka ve (Allah yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah’ın yaptıklarının daha güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına yazılmıştır. 122- Mü’minlerin tümünün öne fırlayıp çıkmaları gerekmez. Öyleyse onlardan her bir topluluktan bir grup, çıktığında (bir grup da), dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta bulunmak) ve kavimleri kendilerine geri döndüğünde onları uyarmak için (geride kalabilir). Umulur ki onlar da kaçınıp-sakınırlar. 123- Ey iman edenler, inkar edenlerden size en yakın olanlarla savaşın; sizde ‘bir güç ve caydırıcılık’ görsünler. Ve bilin ki gerçekten Allah takva sahipleriyle beraberdir. 124- Bir sûre indirildiğinde onlardan bazısı: “Bu, hanginizin imanını arttırdı?” der. Ancak iman edenlere gelince; onların imanını arttırmıştır ve onlar müjdeleşmektedirler. 125- Kalplerinde hastalık olanların ise, iğrençliklerine iğrençlik (murdarlık) ekleyip-arttırmış ve onlar kafir kimseler olarak ölmüşlerdir. 126- Görmüyorlar mı ki, gerçekten onlar her yıl, bir veya iki defa belaya çarptırılıyorlar da sonra tevbe etmiyorlar ve öğüt alıp (ders çıkarıp) düşünmüyorlar. 127- Bir sûre indirildiğinde, bazısı bazısına bakar (ve): “Sizi bir kimse görüyor mu?” (der.) Sonra sırt çevirir giderler. Gerçekten onlar, kavramayan bir topluluk olmaları dolayısıyla, Allah onların kalplerini çevirmiştir. 128- Andolsun size, içinizden sıkıntıya düşmeniz O’nun gücüne giden, size pek düşkün, mü’minlere şefkatli ve esirgeyici olan bir elçi gelmiştir. 129- Eğer onlar yüz çevirirlerse, de ki: “Bana Allah yeter. O’ndan başka İlah yoktur. Ben O’na tevekkül ettim ve büyük arşın Rabbi O’dur.”
Dua Okuyan Papağan 04:14
Dua Okuyan Papağan 20.509 izlenme - 11 yıl önce Dua Okuyan Papağan Papağan kendisine öğretildiği şekilde dua okuyor. Dua okuyan kuş
cevahirden muhteşem dua 02-01-2010 geniş ail 00:23
cevahirden muhteşem dua 02-01-2010 geniş ail 22.166 izlenme - 14 yıl önce yattım allah kaldır allah,kaldırmassan dinimle,İmanımla gönder allah 02-01-2010 geniş aile nette İlk kez
Sübhaneke Duası 00:52
Sübhaneke Duası 13.942 izlenme - 10 yıl önce çok güzel bir şey...
Dua 03:11
Dua 12.441 izlenme - 10 yıl önce Ey Gözlerin Nuru, Gönül Hanesinin Ziyası...
Fatiha Suresini Okumaya Çalışan Çocuk 01:19
Fatiha Suresini Okumaya Çalışan Çocuk 9.074 izlenme - 6 yıl önce Fatiha Suresi'ni okumaya çalışan çocuğun sevimli halleri görülmeye değer. En azından bir şeyler yapmak için bir çabası var. Kanalımıza ait diğer videolara ulaşmak ve güncel içerikleri takip etmek için www.izlesene.com/exixiz kanalımıza göz atabilir ve abone olabilirsiniz. Keyifli seyirler..
Ayet-el Kürsi Süresi Fazileti Ve Okunuşu 01:03
Ayet-el Kürsi Süresi Fazileti Ve Okunuşu 19.848 izlenme - 11 yıl önce Ayet-el Kürsi Süresi Fazileti Ve Okunuşu