horlama
00:33
Horlayan Ördek Yavrusu
40.407 izlenme - 11 yıl önce
Yok böyle bir Horlama - Horlayan Ördek Yavrusu
00:31
horlayan kedi
31.761 izlenme - 16 yıl önce
horlayan kedi... bizim türk eklerlerinide geçti bu kedi ... =)
00:31
Horlamadan Korkan Bebek
35.545 izlenme - 16 yıl önce
cok tatlı yavv :=)
05:58
op.dr.özgür hakan yüksel.operasyon hikayesi
2.866 izlenme - 15 yıl önce
uyku apnesi operasyonu anı ve sonrasında yaşananlar
00:18
En İlginç Horlama Sesi
1.590 izlenme - 8 yıl önce
Derin bir uykuya dalan adamın horlama sesi duyanları çok şaşırtıyor. Ona
bu kötülüğü yapanlar en yakınları.
02:19
Happy Sleep horlama tedavisi
2.030 izlenme - 14 yıl önce
almanya dan ithal orjinal horlama tedavisinde en etkili cihaz www.happysleep.com.tr
00:20
Dünyanın En İlginç Horlaması
2.307 izlenme - 10 yıl önce
Şimdiye kadar duyduğunuz bütün horlama seslerini unutun bu adam bir başka horluyor.
Horlama Nedir?
Horlama, nefes alma sırasında havanın dar bir alandan geçerken, çevresindeki yumuşak dokuların titreşimiyle ortaya çıkan sestir. Darlık arttıkça doğal olarak horlama da şiddetlenecektir. Horlamayı oluşturan darlık, sanılanın aksine sadece burundaki bir patolojiyle değil, genellikle üst solunum yolunun dil arkasında ve yutak çevresindeki bölümünün daralmasıyla ilişkilidir.
Erkekler neden kadınlardan daha sık oranda horlar?
Bunun nedeni, yağlanmanın kadınlarda esas olarak kalça bölgesinde, erkeklerde ise boyun ve karın çevresinde yoğunlaşmasıdır. Özellikle kilolu erkeklerde bu durum, yatarken (bilhassa sırtüstü pozisyonda) karın kitlesinin diyaframa baskısıyla göğüs içi basıncını arttırır; dilin de arkaya kayması ve uyku ile birlikte yutak çevresindeki yumuşak dokuların ve kasların gevşemesiyle horlamayı doğuracak şartlar ortaya çıkmış olur. Kadınların kas yapısındaki farklılıkların da horlamayı azalttığı düşünülüyor. Menopozdan sonra hormonal değişiklikler sonucu kadınların kas yapısı da erkeklerinkine benzemeğe başladığından, belirli bir yaştan sonra onların da horlama oranı erkeklere yaklaşır, hatta eşitlenir.
Horlama bir hastalık mıdır?
Kesintisiz, yani solunum düzensizliğinin eşlik etmediği horlamanın, uykuda bölünme oluşturmuyorsa hastaya herhangi bir zarar vermediği düşünülmektedir. Bu tür horlamaya, basit horlama diyoruz. Burada, gürültüden dolayı çevrenin, özellikle de eşin rahatsız olması ve uykusunun bölünmesi söz konusudur. Zaten basit horlaması olan kişiler, daha çok yakınlarının ısrarı dolayısıyla hekime başvururlar.
Basit horlama başlangıçta pozisyoneldir; yani sırtüstü pozisyonda ortaya çıkar. Kilo aldıkça üst solunum yolundaki darlığın artmasından dolayı her pozisyonda horlama olur. Ancak son zamanlarda yapılan araştırmalar, uykuda solunumla ilgili düzensizlikler (örneğin solunum durmaları) olmasa bile, basit horlamanın, gece boyunca solunum için harcanan güç dolayısıyla vücutta yorgunluğa, buna bağlı olarak da gündüz halsizlik ve uykululuğa neden olabildiğini gösteriyor.
Horlama tedavi edilmeli mi?
Horlama eğer uykuda solunum düzensizliklerine neden olmuyorsa, basit bazı önlemlerle hafifletilebilir, hatta bertaraf edilebilir. Kilo verme, uyku saatlerinden önce alkollü içki almama, akşamları hafif yemekleri tercih etme, yüksek yastıkla yatma, burun bantları yapıştırma gibi basit önlemler genellikle çok faydalı olmaktadır. Diğer bir yöntem de sırta tenis topu büyüklüğünde bir top bağlayarak yatmaktır. Sırtüstü pozisyonda horlama daha sık ortaya çıktığından, ilk bakışta garip gibi gözüken bu yöntem çoğunlukla etkili olmaktadır. Kişi uykuda her sırtüstü pozisyona geldiğinde toptan dolayı rahatsız olacak, bu yüzden belki farkında bile olmadan yana dönecek ve horlamadan uyuyabilecektir.
Bu yöntemlerin etkili olamadığı şiddetli horlama durumlarında ise başka tedavi seçeneklerinden yararlanılır. Bunlardan biri, dili bastırma (geriye gitmesini engelleme) ve çeneyi öne doğru iterek ağız içi boşluğunu genişletme yoluyla etkisini gösteren ağız içi alet uygulamasıdır. Bu aletler, konuyla ilgili diş hekimleri tarafından her hastanın ağzına uygun ölçüler alınarak yapılır. Horlayan kişi, diş protezine benzer bu aleti takarak yatar ve uyur.
Diğer bir tedavi seçeneği de horlamayı giderici ameliyatlardır. Son zamanlarda bu ameliyatlar, özellikle lazerli aletler kullanılmak suretiyle basit ve lokal anesteziyle dahi yapılabilir duruma gelmiştir. Ancak bu ameliyatlar rastgele yapılmamalı, her şeyden önce rahatsızlığın basit horlamadan ibaret olup olmadığı iyi belirlenmeli, başka bir deyişle mutlaka doğru endikasyon konulmalıdır. Bunun için en doğru yol, horlayan kişinin bir uyku laboratuarı tarafından değerlendirilmesi, gerekli görülürse uyku incelemesinin yapılması ve ancak uykuyla ilişkili ciddi bir solunum probleminin olmadığı kanaatine varılırsa ilgili KBB hekimine yönlendirilmesidir.
Tıkayıcı Uyku-Apne Sendromu (TUAS) nedir?
“Apne” nefes durması demektir. TUAS, üst solunum yollarındaki (horlamada olduğu gibi özellikle dil arkası ve yutak çevresindeki) darlığın ileri boyutta olduğu durumlarda, uykunun başlamasıyla birlikte yumuşak dokuların gevşemesi ve nefes alma sırasında oluşan negatif basınç dolayısıyla solunum yolunun tıkanması, böylece ağız ve burundan hava girişinin en az 10 saniye süreyle engellenmesiyle karakterize ciddi bir hastalıktır. Nefes durmaları gece boyunca sık olarak (bazen yüzlerce kez) tekrarlar, her biri ortalama 20-40 saniye sürelidir, şiddetli olgularda bu süre iki dakikadan fazla olabilir! Nefes durmaları sırasında kandaki oksijen miktarı önemli ölçüde azalır, dolayısıyla kalp, beyin ve diğer organlara yeterli oksijen ulaşamaz.
TUAS kimlerde görülür?
Toplumda TUAS görülme sıklığı, uyku laboratuarı çalışmaları sonucunda erkeklerde en az %4, kadınlarda %2 oranında belirlenmiştir. Aynen horlamada olduğu gibi yaşın artmasıyla birlikte sıklık da artar; 60 yaş sonrasında erkeklerde bu oran (’lere ulaşır. Menopozdan sonra kadınlarda da bu oran ’ye yaklaşır.
TUAS, genellikle kısa boylu, şişman-göbekli, kısa boyunlu erkeklerin hastalığı olarak bilinirdi. Şişmanlıktan başka, üst solunum yollarında daralmaya neden olan büyük dil, yüksek ve kavisli sert damak, sarkık yumuşak damak, uzun ve kıvrımlı küçük dil, küçük çene yapısı, büyük bademcikler, halk arasında burun eti diye bilinen adenoid hiperplazi gibi anatomik özellikler ve allerjik konjesyonlar da hastalığa zemin hazırlarlar. Ancak hastalığın oluş mekanizması hayli karışıktır ve sadece bu faktörlerle açıklamak her zaman mümkün olmaz. Nitekim uykuda nefes durmaları olmayan şişman kişiler olduğu gibi genç, zayıf ve hastalığa zemin oluşturabilecek belirgin bir yapısal bozukluğu olmayan kişilerde de (hatta çocuklarda bile) pekala TUAS görülebilmektedir.
Hastalığı nasıl farkedebilirim?
Solunum problemleri uykuda oluştuğu için hastanın kendisi durumdan haberdar değildir. Durumu hemen daima hastanın eşi veya yakınları farkeder. En belirgin bulgu horlamadır. Hastaların hemen tamamı çok şiddetli biçimde horlarlar. Hasta düzenli şekilde horlarken aniden sesi kesilir. Hastanın yakınları, önce bu durumun farkına varırlar. Nefes durması sırasında diyafram adı verilen ve akciğerlerin altında yer alan kas, kasılmaya devam ettiği için, karın ve göğüs hareketleri devam eder. Bu yüzden hava girişinin durduğunu, dışarıdan izleyen birinin ilk anda anlaması zordur. Yukarıdaki tıkanıklığı yenmek için diyafram gittikçe daha fazla kasılır, karın ve göğüs hareketlerinin genliği artar ve bir noktadan sonra bu artmış solunum eforuyla tıkanıklık yenilince hasta öncekinden daha şiddetli bir ses çıkararak (adeta kükrer gibi) tekrar solumaya başlar. Bu esnada kısa bir uyanıklık olur, ancak bu uyanıklık elektrofizyolojik düzeyde (çoğu kez ancak uyku laboratuarında beyinden alınan kayıtlardan anlaşılacak düzeyde) kaldığından hasta bunu hatırlamaz. Uyku devam ettiğinde, kısa bir süre sonra olay aynı biçimde (darlık belirginleştiğinden) yeniden başlar; bir kısır döngü halinde gece boyunca uyku-solunumun durması-tekrar başlaması-kısa uyanıklık-uykuya dalma şeklindeki epizotlar yüzlerce kez yinelenerek devam eder. Solunum durmalarının uzun sürmesi bazen hasta yakınlarını telaşlandırarak onu uyandırmaya zorlar. Bazen de hasta boğulma hissiyle uyanabilir.
Her horlayanda TUAS var mıdır?
Hayır. Uykuda solunum durması olanların hemen hepsi horlar, ancak bu, her horlayanda TUAS var demek değildir! Kesin tanı ancak konuyla ilgili uzman hekimlerin değerlendirmesi ve uyku laboratuarında yapılacak uyku incelemesiyle konur.
Hastalığın, hasta tarafından farkedilebileceği en önemli belirtisi nedir?
Hastalığın ilk ve en belirgin semptomu gündüz aşırı uykululuk halidir. Hastanın, gece boyu sık olarak tekrarlanan solunum durmaları yüzünden, çok sayıda kısa uyanıklıklarla bölünmüş ve bir türlü derinleşemeyen, dolayısıyla dinlendirici olmayan kalitesiz bir uykusu vardır. Hasta uyanıklıklarını hatırlamadığından ve gece olup bitenlerden habersiz olduğundan, deliksiz uyuduğunu sanır. Ancak durum böyle değildir.
Hasta ne kadar uzun süreyle uyursa uyusun, sabah hiçbir şekilde dinlenmiş kalkamaz. Gün içinde sürekli isteksiz, yorgun, halsiz, enerjisini yitirmiş durumdadır. Başlangıçta istirahat halindeyken (iş yapmadan otururken, toplantılarda, gazete okur veya TV izlerken vb.), özellikle öğleden sonraları ve akşamları, mücadelede zorlandığı uyku atakları hatta fırsat buldukça uyuklamalar (kestirmeler) başlar. Bu kestirmeler önceleri birkaç dakika sürer, zamanla ortam uygun olduğunda ya da hafta sonu 1-2 saat sürebilir; ancak süresi ne olursa olsun dinlendirici değildir, hatta uyanınca hasta kendini sersemlemiş hisseder. Hastalık ilerleyince uykululuk o derece artar ki, hasta kendini uygun olmayan ortamlarda bile (sinema-tiyatro gibi toplu yerlerde, iş görüşmesinde veya misafirlikte, hatta telefonla konuşurken ve en önemlisi direksiyon başında) uyuklamaktan alıkoyamaz. Önemli iş ve trafik kazaları meydana gelebilir! Hastalık, toplumun büyük bölümü, hatta birçok hekim tarafından iyi bilinmediği için hekime başvuru ve tanı gecikir. Çoğu hasta ve yakın çevresi, uzun süreden beri devam eden bu durumu kanıksar, neredeyse normal ve onun kişisel özelliği gibi kabul ederler. Önemli sayıda hasta, halsiz ve isteksiz görünümlerinden dolayı yanlışlıkla depresyon tanısı ile tedavi edilmeye çalışılır. Üstelik insanlar genellikle aşırı uykulu olduklarını kabullenmezler; bunun tembellik gibi algılanacağından endişe ederler ve inkar etme eğilimine girerler. Durumlarını yaşam şartlarının zorluğu, aşırı stres, günün yorucu geçmesi gibi nedenlerle açıklamaya çalışırlar. Oysa süreklilik kazanmış bu durumu belirtilen nedenlere bağlamak doğru değildir ve çok önemli sorunlara yol açacak önemli bir hastalığın tanısını geciktirmektedir.
TUAS’dan şüphelenebileceğim başka bulgular var mı, ne zaman bir uyku laboratuarına başvurmalıyım?
Yukarıda belirtildiği gibi şiddetli horlamayla birlikte gündüz aşırı uykululuk hali, en dikkat çekici ve önemli bulgudur. Bunun yanında, aşağıdaki belirtilerin bazıları veya tamamı mevcutsa, bir dakika bile kaybetmeden bir uyku bozuklukları merkezine başvurma zamanı gelmiş demektir!
Sabah şiddetli ağız kuruluğu ile uyanma
Sabah başağrıları
Eskiye oranla daha sinirli ve daha tahammülsüz olma
Anksiyete
Konsantrasyonu sürdürmede güçlük
Çocuklarda okul başarısının düşmesi
Unutkanlık
Eskiden olmadığı halde gece bir veya daha fazla kez tuvalete kalkma
Yine eskiye oranla belirginleşen ve iklim şartlarıyla açıklanamayan gece terlemeleri
Cinsel istekte azalma, (erkekte) iktidarsızlık.
Hastalığın en önemli komplikasyonları nelerdir?
Herşeyden önce aşırı uykululuk hali okul veya iş verimini düşürmekte, önemli işgücü kaybına neden olmakta, dikkatsizlik ve konsantrasyon eksikliği nedeniyle önemli iş kazalarına neden olmakta, en önemlisi trafik kazalarına yol açmaktadır. A.B.D.’de yapılan araştırmalar, özellikle uzun yol ve ağır vasıta şoförlerinin yaptığı kazaların yarısına yakın bölümünden, TUAS’un sorumlu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bilgiden yola çıkarak, ülkemizdeki trafik kazalarının da önemli bir kısmının altında bu hastalığın yattığını düşünmek yanlış olmayacaktır!
Nefes durmalarının süresine bağlı olarak, normalde kanda —-98 oranında olması gereken parsiyel oksijen basıncında önemli düşmeler meydana gelmekte, ağır olgularda bu oran P’nin bile altına inebilmektedir. Bu da hayati organlara (kalp-beyin gibi) daha az oksijen gitmesi demektir. Buna bağlı olarak miyokard infarktüsü ve özellikle gece gelişen inme (felç) riski artmaktadır. Ayrıca uykudaki nefes durmaları sırasında veya sonunda kalp atımında düzensizlikler (hatta ilerlemiş olgularda kısa sureli durmalar), nabız hızında ve kan basıncında önemli değişiklikler (yükselmeler) olmakta, yıllar içinde bunlar kalıcı bozukluklara neden olmaktadır. Gerçekten de TUAS olan hastalarda miyokard infarktüsü, felç ve hipertansiyon oranı, aynı yaş grubundaki diğer kişilere göre daha yüksek bulunmaktadır. Yeni araştırmalar, esansiyel (nedeni belirlenemeyen) hipertansiyon olgularının 0-50’sinde TUAS’ın varlığını göstermektedir!
Kısacası kalp-dolaşım sistemi ve beyinle ilgili hayati önem taşıyan hastalıkların ortaya çıkmasında bu hastalığın rolü çok önemlidir; bu yüzden eğer varsa TUAS tanısının gecikmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir!
Tanıya nasıl varılır?
Kesin tanı için vazgeçilmez yol, yakınmalar değerlendirilip TUAS'nun varlığından kuşkulanıldığında, hastanın uyku laboratuarında tüm gece uyku incelemesinin yapılmasıdır. Bunun için hasta randevu gecesi laboratuara gelir, daha ayrıntılı bilgiler için bazı soru formları doldurur ve uyku kaydı için hazırlanır. Uyku esnasında olup bitenlerin eksiksiz biçimde izlenip anlaşılabilmesi için, gece boyunca birçok parametrenin kaydedilmesi gerekir. Hastanın ne zaman uyanık, ne zaman uykuda olduğunun, uykunun hangi dönemlerinde bulunduğunun ve bunların gece içindeki oranlarının belirlenmesi için elektroensefalografi, göz hareketleri, ayrıca çene ve bacaklardan kas aktivitesi kayıtları; solunum olaylarının belirlenebilmesi için de ağız-burun solunumu, göğüs ve karnın solunum hareketleri, kan parsiyel oksijen basıncı, kalp atımı gibi birçok parametre, baş ve vücuda yerleştirilen elektrod, kemer ve diğer sensörlerle kaydedilir. Hastalar başlangıçta bu şekilde uyuyamayacakları endişesine kapılsalar da duruma kolayca adapte olurlar ve rahatlıkla uyurlar. Elektrodlar, özel yapıştırıcılarla çok iyi tespit edildiklerinden, hasta yatakta istediği gibi hareket edebilir, istediği yönde yatabilir. Burada sadece hastadan gelen verilerin kaydı söz konusudur; hasta acı duymaz, kendisine ilaç da verilmez. Yalnız, hastanın doğal uykusunu bozmamak için incelemenin yapılacağı gün, özellikle öğleden sonra uyarıcı içecekler (çay-kahve-kola), alkol, aşırı miktarda sigara, uyarıcı veya sakinleştirici herhangi bir ilaç almaması istenir. Ertesi sabah her zaman uyandığı saatte kalkar. Gündüz aşırı uykululuğun objektif biçimde ortaya konulabilmesi için bazen gündüz de uykuya dalıp dalmadığının kontrol edildiği, ikişer saat aralıklarla kısa süreli (20 dk) testler de yapılabilir.
Tanı kesinleştiğinde, tedavi bölümünde daha ayrıntılı biçimde anlatılacak olan “CPAP” aletinin ayarlanması için, genellikle ertesi gece ikinci bir uyku incelemesi gerekir.
Hastalığın derecesi nasıl belirlenir?
Uyku incelemesi sonucunda, uyku süresince nefes durmalarının sayısı, süreleri ve oksijen azalmasının düzeyi (en düşük oksijen düzeyi) belirlenir. Uyku-apne sendromunda sadece nefes durmaları olmaz; solunumda yüzeyelleşmeler de (hipopne) ortaya çıkar ve bunlar da oksijen azalmasına yol açar. Hastalığın derecesini belirlemek için uykudaki solunum düzensizliklerinin (apne ve hipopnelerin) toplam sayısı bulunur ve uykuda saat başına düşen solunum düzensizliklerinin sayısı hesaplanır. Buna “apne-hipopne indeksi” adı verilir. Saat başına düşen apne-hipopne sayısı (indeks) 5-15 arasındaysa hastalık hafif düzeyde, 15-30 arasındaysa orta düzeyde, 30’un üzerindeyse ileri düzeyde demektir.
“CPAP tedavisi” ne demektir?
CPAP aleti (Continuous Positive Air Pressure) özel bir burun maskesi, bu maskeye hava gelmesini sağlayan hortum ve devamlı pozitif basınç üreten bir tür hava kompresöründen oluşur. İlk üretildiklerinde oldukça büyük hacimliyken ve gürültülü çalışırken, şimdi bir çantaya girebilecek-komodinin üzerinde rahatça yer bulabilecek boyuta inmişlerdir ve çok sessiz çalışabilmektedirler. Küçük boyutları sayesinde tatile-yolculuğa giderken hastalar aletlerini kolayca beraberlerinde götürebilmektedirler. Maskelerin boyutları da iyice küçülmüş ve yalnız burnu örter duruma gelmiştir.
CPAP aleti, ağız içinde sürekli bir pozitif basınç yaratıp dokuların gevşemesini ve hava yolunu daraltmasını engelleyerek etkisini gösterir. Doğal olarak, bunun için gerekli olan hava basıncı her hastada farklıdır. Tanı konulduktan sonra, ikinci gece bu aletle yapılan çekim sırasında basınç en düşük değerden başlanarak uyku sırasında kademeli biçimde arttırılır; en sonunda uykunun her döneminde ve her pozisyonda solunum düzensizliklerini ve horlamayı ortadan kaldıran değer bulunur. Bundan sonra hasta geceleri evinde kendi aletini belirlenen bu basınçla kullanır. Solunumun rahatlaması ve horlamanın giderilmesiyle hasta rahat ve kesintisiz uyumaya başlar. Hastalar genellikle daha deneme gecesinin ardından uykularındaki olumlu değişimi farkederler; uzun süreden beri ilk kez bu kadar iyi uyuduklarını ve dinlenmiş olarak kalktıklarını ifade ederler. Birkaç gün içinde uyku tamamen normal hale gelir ve hastalığın neden olduğu daha önce sıralanmış olan bütün belirtiler kısa sürede ortadan kalkar. Bu olumlu gelişme, hastaların alete uyumunu daha da kolaylaştırır. TUAS hastalarının p’i bu tedaviye uyum sağlamakta ve aletlerini düzenli kullanmaktadır.
CPAP tedavisi, hangi düzeyde (şiddette) olursa olsun, tüm TUAS olgularında bugün için en etkili ve kesin tedavi yöntemidir. Ancak bu etki, alet düzenli kullanıldığı sürece geçerlidir. Hasta aletini takmadan uyursa, horlama ve solunum düzensizlikleri eskisi gibi devam eder.
Başka tedavi seçenekleri de var mı?
Kuşkusuz, horlama bölümünde belirttiğimiz basit önlemler hastayı biraz daha rahatlatması, en azından durumunu ağırlaştırmaması bakımından önemlidir; ancak bunların hiçbiri yeterli sonuç vermez.
Diyet ve kilo verme şüphesiz gereklidir, ancak TUAS’lu hastalar metabolizmalarındaki ve hormonal dengelerindeki düzensizlikten dolayı kolay kilo verememekte veya verdikleri kiloları kısa süre sonra fazlasıyla geri almaktadırlar. CPAP aleti kullanmaya başladıktan sonra ise kilo vermelerinin kolaylaştığı gözlenmektedir. Bu hem metabolik dengelerinin düzelmesine hem de uykululuğun azalması dolayısıyla daha hareketli bir yaşam sürmeye başlamalarına bağlı olabilir. Sonuçta zayıflama ile birlikte üst solunum yolundaki darlık da azalmakta, böylece zamanla CPAP aletini daha düşük basınçlarda kullanmak ve dolayısıyla tedaviye daha iyi uyum sağlamak mümkün olmaktadır.
Bazı hafif olgularda ağız içi araçlar bir süre yararlı olabilmektedir.
Cerrahi yöntemler arasında en sık uygulananı UPPP ameliyatıdır (uvulo-palato-farengo-plasti). Bu ameliyat, basit horlamada uygulananlara göre daha kapsamlı ve ciddidir. Küçük dil ve yumuşak damak başta olmak üzere üst solunum yolundaki yumuşak dokuların fazlalıklarını azaltma ve dokuları gerginleştirme amacını taşır. Önceleri çok başarılı bulunan bu yöntemin her zaman kesin sonuç vermediği, yıllar sonra horlamanın ve solunum düzensizliklerinin tekrar ortaya çıkabileceği anlaşıldı. Ameliyatın önemli bir riski de, hastalığın horlama gibi uyarıcı bir belirtisinin ortadan kalkması ve hastanın iyileştiği düşünüldüğü halde solunum durmalarının sessiz olarak devam edebiliyor olmasıdır.
Gün geçtikçe daha yeni ameliyat teknikleri (dili askıya alma, dil köküne radyofrekans tekniği uygulamaları, çene ameliyatları…gibi) denenmekte ve başarıyla uygulanmaktadır. En iyisi cerrahi seçeneklerin, apne-hipopne indeksi 30’un altında olan genç, CPAP aletine uyum sağlayamayan ya da estetik kaygılarla kullanmak istemeyen olgularda bir süre zaman kazanmak için uygulanmasıdır.
Yaşlı hastalarda veya yaşı ne olursa olsun apne-hipopne indeksi 30’un üzerinde olan olgularda; ayrıca indeksi düşük olsa bile gündüz aşırı uykululuğu mevcut kişilerde ise, tedaviye uyum problemi olmadıkça ilk seçenek CPAP cihazı olmalıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi en güvenilir ve kesin tedavi yöntemi budur!
02:19
Happy Sleep Horlama Aparatı
1.790 izlenme - 14 yıl önce
happy sleep horlamayı engelleyenkısa sürede tümüyle yokeden terapi cihazıdır.www.happysleep.com.tr
00:43
Arkadaşı Horlama Şakası Yapan Naz Mila
755 izlenme - 6 yıl önce
Ünlü Azeri gelin adayımız Naz Mila, uyku uyumaya çalışan arkadaşının kendisi uyur gibi yapıp horlama sesi çıkararak delirtiyor
02:27
Uyku Apnesi Ve Nefes Kesilmesi
2.117 izlenme - 11 yıl önce
Uyku Apnesi Ve Nefes Kesilmesi
01:54
Doktor Hakan Yalman İle Horlamaya Son
1.248 izlenme - 14 yıl önce
doktor hakan yalman bir sağlık problemi horlama
01:19
Horlamayı Azaltmak İçin Ne Tür Önlemler Alınabilir?
1.113 izlenme - 10 yıl önce
Horlamanın altında yatan nedenlerin araştırılması gerekir. Horlamaya neden olan yatış pozisyonları varsa bunları belirlemek horlamayı önemli ölçüde azaltabilir. Cerrahi yöntemler veya radyofrekans ise boğaz bölgesindeki şişlikler giderilerek horlama engellenebilir.
02:19
Happy Sleep Horlama Aleti
1.163 izlenme - 14 yıl önce
happy sleep horlama aleti ile horlamaya son
01:00
uyku apnesi klinik bulgular
912 izlenme - 15 yıl önce
op.dr.özgür hakan yüksel
daha fazla bilgi için :
http://www.horlamaapne.com
33:10
Horlama - Larva Çizgi Film | Larva Tam Bölüm
413 izlenme - 7 yıl önce
? SEZON 1 - Fırtına Drenajı?
Kırmızı ve Sarı, bir su kanalında altında yaşayan iki garip Larva, onların yeraltı evrenine dış dünyadan düşmek pek çok sürpriz karşılaşıyoruz. Bu iki kıvrımlı arkadaş için, her şey eğlenmek için iyi bir mazeret. Görüş kırmızı ve sarı bakış açısından dünyayı görmek ve tehlikeli ve heyecan verici bir yer dünya böyle küçük arkadaşlar için ne olabilir tecrübe.
? SEZON 2 - KONUT?
Yukarıdaki dünyayı keşfetmeye istekli, Kırmızı & eski bir evde Sarı bodur büyük şehirde yüksek katlı binaların arasında sıkışmış. Yeni evlerini keşfetmek ve yeni yaratıklarla tanışmak, komik ikiliye daha fazla gülmek demektir. Bazen kavga ederler. Bazen birlikte kendilerini belada buluyorlar. İki sevimli ve komik larva hikayesi.
? SEZON 3 - YENİ YORK?
Şimdi New York City. Şehri keşfederken Red and Yellow'un inanılmaz yeteneklerini izleyin. Daha büyük ölçekli yepyeni bir macera! New York'taki iki küçük Larva'nın heyecanlı hayat hikayesi.
? KARAKTERLER ?
? Sarı ?
Sarı, karanlık, şaşkın şaşkın sarı renkte bir larva ve bir de antenli. Sarı daima Kırmızı tarafından istismar edilir, ancak bu asla dostluğunu tehlikeye atmaz. Her ne kadar genellikle Red'e itaat ederse de, aklını yiyecek önünde kaybeder.
? Kırmızı?
Kırmızı, çoğunlukla ateşli ve açgözlü kırmızı renkli larvandır. Özelliği Bruce Lee gibi bağırıyor ve tekmeliyor. Her zaman sarıyı gösteriyor ve Sarı kötüye kullanıyor, fakat sık sık kendine zarar vermeyi bırakıyor.
? Mor mu?
Violet büyük boy bir hayalet sümüktür. Bazen alt yarıları yere gömülmüş olarak gösterilir. Tehdit edildiğinde, bütün vücudu ve kükrüklerini ortaya çıkarır.
? Brown mu?
Brown kılık toplayan salak bir gübre böceği. Ona göre, poop yemeğidir ya da hazinesi. Diğer böceklerin kıymetli kıçına dokunduğunda nefret ediyor. Sağ yanağında uzun saç telleri var.
? Siyah ?
Siyah büyük bir güce sahiptir ve genellikle (o kum torbasına olarak kullanır) bir koza delme bir boynuzlu atlas böceği olduğunu. Agresif ve onunla karışık olduğunu düşündüğü kişileri döver. "Merhaba, Siyah" da böcek zırhı takan bir sümüklü olduğu ortaya çıktı.
? Gökkuşağı mu?
Gökkuşağı kırmızı ve yeşil kabuklu bir salyangoz. Ne zaman onun kabuk onun eylem yavaş ama bunun altında o kaslı insan benzeri gövdeye sahiptir ve insanlar gibi işlev görebilir.
? Pembe mi?
Pembe iki anteni olan pembe bir larva. Tek tekrarlayan kadın karakter. Sarıyı sever ama Kırmızı onu sever. Sevimli, güzel yüzünün arkasında büyük bir güç gizliyor.
"Kanalımıza ait diğer videolara ulaşmak ve güncel içerikleri takip etmek için
>www.izlesene.com/mplay<
kanalımıza göz atabilir ve abone olabilirsiniz. Keyifli seyirler..."
00:20
Uyurken Horoz Gibi Ses Çıkaran Adam
188 izlenme - 9 yıl önce
Uyurken Horoz Gibi Ses Çıkaran Adam
Uyurken kayıda alınan adam horlamayı aşıp tuhaf bir ses çıkarıyor