ormancı

Ormancı
20.970 izlenme - 15 yıl önce
ormancı

Ormancı
7.586 izlenme - 13 yıl önce
ormancı türküsü ve hikayesi

aman ormancı
9.017 izlenme - 12 yıl önce
aman ormancı - sebile

Aman Ormancım Canım Ormancım...rıfat Memiş
6.525 izlenme - 13 yıl önce
rıfat memİŞ

Kubat - Ormancı
3.961 izlenme - 9 yıl önce
Şarkı Sözü:
Çıktım belen kahvesine
Baktım ovaya baktım ovaya
Bay mustafa çağırdı dam oynamaya
Ormancıda gelir gelmez yıkar masayı
Laf anlamaz ormancı çekmiş kafayı
Aman ormancı canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Köyümüzün suları hoştur içmeye
İçinde köprüsü var gelip geçmeye
Sevdiğimi vurdular hiç mi hiçine
Yazık ettin ormancı köyün iki gencine
Aman ormancı canım ormancı
Söz-Müzik: Nazmi Yükselen

Hunharca Ağaç Kesen Adamlar
3.523 izlenme - 6 yıl önce
Ağaç kesmenin, hiçbir türünü onaylamasam da adamlar bu işte aşmışlar,
izliyoruz...

Funda Arar - Ormancı
4.299 izlenme - 9 yıl önce
.Funda Arar -Ormancı
Yükleyen-Mustafa Özdemir
ŞARKI SÖZLERİ
Çıktım belen kahvesine
Baktım ovaya baktım ovaya
Bay mustafa çağırdı dam oynamaya
Ormancıda gelir gelmez yıkar masayı
Laf anlamaz ormancı çekmiş kafayı
Aman ormancı canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Köyümüzün suları hoştur içmeye
İçinde köprüsü var gelip geçmeye
Sevdiğimi vurdular hiç mi hiçine
Yazık ettin ormancı köyün iki gencine
Aman ormancı canım orman

Kastamonu Ormanci Türküsü
3.683 izlenme - 13 yıl önce
enhelerİ aŞan engelİ mehmet özdemİr kastamonu yöresİ ormanci türküsü İle nam verdİ.

Serdal Karaman Ormancı
3.873 izlenme - 14 yıl önce
ormancı turkusu

İje Rus Motorsiklet Ormancı Moturu
2.686 izlenme - 11 yıl önce
ömer kocamaz motorsiklet 2011 haziran rus moturu

Ormancı
1.456 izlenme - 13 yıl önce
ormancı

Makbule Kaya-Çıktım Belen Kahvesine(Ormancı) Şef:ömer Hayri Uzun
1.349 izlenme - 8 yıl önce
Makbule KAYA-Çıktım Belen kahvesine(Ormancı)
Şef:Ömer Hayri UZUN

Hasan Hoca Aman Ormancı
947 izlenme - 11 yıl önce

Makbule Kaya - Ormancı
998 izlenme - 8 yıl önce
Şarkı Sözleri / Türk Sanat Müziği:
Çıktım belen kahvesine baktım ovaya, baktım ovaya
Bay Mustafa çağırmış dam oynamaya
Ormancı gelir gelmez yıkar masayı, yıkar masayı
Laf anlamaz ormancı çekmiş kafayı
Aman ormancı canım ormancı
Köyümüze getirdin yoktan bir acı
Köyümüzün suları hoştur içmeye, hoştur içmeye
İçinde köprü var gelip geçmeye
Sevdiğimi vurdular hiç mi hiçine, hiç mi hiçine
Yazık ettin ormancı köyün iki gencine

Tolga Çandar - Ormancı
1.159 izlenme - 9 yıl önce
Tolga Çandar - Ormancı Şarkı Sözü
Çıktım belen kahvesine baktım ovaya, baktım ovaya
Bay Mustafa çağırmış dam oynamaya
Ormancı gelir gelmez yıkar masayı, yıkar masayı
Laf anlamaz ormancı çekmiş kafayı
Aman ormancı canım ormancı
Köyümüze getirdin yoktan bir acı
Köyümüzün suları hoştur içmeye, hoştur içmeye
İçinde köprü var gelip geçmeye
Sevdiğimi vurdular hiç mi hiçine, hiç mi hiçine
Yazık ettin ormancı köyün iki gencine

Müzeyyen Senar - Ormancı
656 izlenme - 7 yıl önce
Yaşayan efsane Müzeyyen Senar'ın en güzel yorumladığı eserlerden biri. Şarkının hikayesi de bir o kadar duyguludur, bilmeyenlerin araştırmasını tavsiye ederim. Baştaki uzun havayla birlikte rakı masalarının vazgeçilmezlerinden...

Ormancı Sol Minör Uşşak Karaoke Md Altyapısı Türkü Sözü Yöre Muğla
730 izlenme - 8 yıl önce
ORMANCI Sol Minör Uşşak Karaoke Md Altyapısı Türkü Sözü Yöre Muğla
Ormancı (Çıktım belen kahvesine baktım ovaya)
Bay Mustafa çağırdı dama oynamaya
Ormancı da gelir gelmez yıkar masaya (ı)
Söz anlamaz ormancı çekmiş kafaya (ı)
Aman ormancı yaktın ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes'in ortasında değirmen döner
Değirmenin taşları dağından iner
Ormancıya atılan kurşun Tevfik'e değer
Tevfik'imin acıları yürekleri deler
Aman ormancı yaktın ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes'in suları hoştur içmeye
İçinde köprüsü var gelip geçmeye
Tevfik'imi vurdular hiç mi hiçine
Yazık ettin ormancı köyün iki gencine
Aman ormancı yaktın ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı
Yöre: Muğla
Derleyen ve notaya alan: Hamdi özbay
İcra: İbrahim Ethem YAĞCI
Belen kahvesindeki duvar panosunda Ormancı türküsünün sözleri yukarıdaki gibi yazılıdır. Bazı kişiler "Aman ormancı canım ormancı" olarak okuyorlar bu türküyü, her şeyden önce türküde anlatılan olaya baktığımızda ormancıya canım denemeyeceğini anlamamız gerekir. Muğla'ya gittiğimde bir ahbabım beni Muğla'nın Saburhane semtinde ara sokaklarda bir çorbacıya götürmüştü, dükkanın sahibi ormancı türküsünü yakan Tahir Usta'nın arkadaşı olduğunu ve türkünün aslının "Aman ormancı canın çıksın ormancı" şeklinde olduğunu söylemişti, ki kompozisyonun tamamına baktığımızda bu sözlerin daha anlamlı olduğunu görebiliriz. Türkünün sözlerini farklı şekillerde söyleyen kişiler var, en yaygın olanı da "Aman ormancı canım ormancı" şeklinde olanı ama aslına uygun okumak en doğru tavır diye düşünmekteyiz. Eğer Muğla taraflarına yolunuz düşerse Muğla ile Yatağn arasındaki karayolunda Belen Kahvesi tabelasını görürsünüz. Gidip bir kahve içmek hoş olur:)
Ormancı Türküsünün Hikâyesi
Gevenes köyünde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur. Mustafa’nın en yakın arkadaşı köy muhtarı Tevfik Cezayir'dir. Her akşam köy kahvesinde dama oynayan iki arkadaşın iddialı ve dostane karşılaşmaları kahvehanedekiler tarafından da ilgi ile izlenir. 1946 yılının bir Temmuz gününde, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayir, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında 'Sarı Memet' lakaplı Orman Memuru Mehmet İn çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu Çiftlik köyünde yangın çıkmıştır. Ormancı, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Ancak bu arada 1946 seçimlerinin evrakı da Yatağan’a gönderilecektir. Her türlü evrak Yatağan’a köy bekçisi tarafından götürülmektedir. Muhtar Cezayir, 'Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem' cevabını verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar. Muhtar Tevfik Cezayir, 'Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et' der ve oyuna devam eder.
Ormancı dama masasına bir yumruk atar. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak’ın tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının üzerine yürür. Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak’ı kolundan yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir ve kurşun muhtar Tevfik Cezayir'e isabet eder. Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta Mehmet İn, yere düşer. Arka cebinde tütün tabakası olduğu için, ona bir şey olmaz. Ama Tevfik kanlar içindedir.
O günlerin imkânsızlıkları içerisinde Tevfik’i, tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi’ne götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey’e, “Babamın selamı var, bu adamı iyileştir” diye yalvarır. Doktor Veli Bey, “O ölecek, önce senin kolunu saralım” diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa’yı yanına çağırarak, ”Ben ölüyorum, hakkını helal et” dedikten sonra can verir.
Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için teslim olur, 4 yıl ceza alır. Cezaevindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak ormancıya kini gittikçe artar.
Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Mehmet İn ise, tayinini ister, Kavaklıdere Orman Müdürlüğü’ne atanır. Aslen Marmarislidir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür.
Mustafa Şahbudak da, cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla’ya yerleşir. Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşı Muhtar Tevfik Cezayir’i öldürdüğünde, arkada 25 yaşında bir eş ve 3 çocuk bırakır. Muhtar’ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayıp birkaç yıl sonra akli dengesini yitirir. Oğlunun biri İzmir’e yerleşir. Diğer oğlu ile kızı, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam ederler.
Bu arada Mustafa'nın anne tarafından akrabası olan Değirmenci Pisili Tahir Usta Gevenes Köyü’nde yaşanan bu acı olayın türküsünü bestelemiştir. Bu türkü bugün düğünlerde okunan, herkesin diline düşen Ormancı türküsüdür. Hayatının kalan yıllarını bu olayı unutmaya çalışarak geçiren Mustafa Şahbudak da 28 Mart 2005 günü İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi’nde 83 yaşında ölür.
ormancı,karaoke,md altyapısı,şarkı sözü,enstrümantal,fon müziği...
Ormancı türküsü
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Temmuz 1946'da Muğla'nın Gevenes Köyü'ndeki (günümüzdeki adı Çaybükü, Muğla) Belen Kahvesi'nde vuku bulan gerçek bir olay üzerine Değirmenci Pisili Tahir Usta tarafından bestelenen ve zamanla ünü Türkiye geneline yayılan bir halk türküsüdür. Türkünün sebep olduğu ilgi nedeniyle Çaybükü köyündeki Belen Kahvesi yakın geçmişte restore edilmiş olup, ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Ormancı Türküsünün Hikâyesi[değiştir | kaynağı değiştir]
Belen Kahvesi, Çaybükü köyü, Muğla
Belen Kahvesi
Gevenes köyünde 1922 yılında dünyaya gelen Mustafa Şahbudak, ağa çocuğudur. Mustafa’nın en yakın arkadaşı köy muhtarı Tevfik Cezayir'dir. Her akşam köy kahvesinde dama oynayan iki arkadaşın iddialı ve dostane karşılaşmaları kahvehanedekiler tarafından da ilgi ile izlenir. 1946 yılının bir Temmuz gününde, Mustafa Şahbudak ve Muhtar Tevfik Cezayir, yine dama tahtasının başına otururlar. Oyunun yarısında 'Sarı Memet' lakaplı Orman Memuru Mehmet İn çıkagelir. Mehmet, sarhoştur. Bir gün önce, komşu Çiftlik köyünde yangın çıkmıştır. Ormancı, yangın evrakının bir an önce ilçeye götürülmesi için bekçiyi muhtardan ister. Ancak bu arada 1946 seçimlerinin evrakı da Yatağan’a gönderilecektir. Her türlü evrak Yatağan’a köy bekçisi tarafından götürülmektedir. Muhtar Cezayir, 'Olmaz, daha acil olan seçim sonuçlarının ulaştırılması gerekiyor. Bekçiyi gönderemem' cevabını verir. Bunun üzerine ormancı ile muhtar arasında tartışma başlar. Muhtar Tevfik Cezayir, 'Ayıp ediyorsun Mehmet, bize müsaade et' der ve oyuna devam eder.
Ormancı dama masasına bir yumruk atar. Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammül edemez ve ormancıyı tokatlar. Olayın büyüyeceğini anlayan köylüler, ormancıyı sakinleşmesi için kahvenin arka tarafına götürürler. Ormancı bağırarak küfürler savurmaktadır. Küfürler Mustafa Şahbudak’ın tahammül sınırını daha da zorlar. Şahbudak, yerinden kalkar, ormancının üzerine yürür. Ormancı Mehmet, kamasını çıkarıp Mustafa Şahbudak’ı kolundan yaralar. O zaman, Mustafa Şahbudak ormancıyı korkutmak için, belindeki tabancayı çıkarır, yere doğru ateş eder. Muhtar, ormancının ikinci kez kama vurmaması için elini tutar. Fakat, Mustafa tetiği çoktan çekmiştir ve kurşun muhtar Tevfik Cezayir'e isabet eder. Ormancı Mehmet İn, bunun üzerine kaçmaya başlar. Mustafa Şahbudak kaçmasın diye, bir el daha ateş eder. Bu ateş de öldürmek için değil, kaçmasına engel olmak içindir. İkinci atışta Mehmet İn, yere düşer. Arka cebinde tütün tabakası olduğu için, ona bir şey olmaz. Ama Tevfik kanlar içindedir.
O günlerin imkânsızlıkları içerisinde Tevfik’i, tahta bir sal üzerinde köyden 23 kilometre uzaklıktaki Muğla Devlet Hastanesi’ne götürürler. Tevfik, çok kan kaybetmektedir. Mustafa, Doktor Veli Bey’e, “Babamın selamı var, bu adamı iyileştir” diye yalvarır. Doktor Veli Bey, “O ölecek, önce senin kolunu saralım” diye yanıt verir. O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa’yı yanına çağırarak, ”Ben ölüyorum, hakkını helal et” dedikten sonra can verir.
Mustafa, en yakın arkadaşını öldürdüğü için teslim olur, 4 yıl ceza alır. Cezaevindeyken her gece Tevfik rüyasına girer. Ancak ormancıya kini gittikçe artar.
Bu acı olaydan sonra köyde kalamayacağını anlayan Mehmet İn ise, tayinini ister, Kavaklıdere Orman Müdürlüğü’ne atanır. Aslen Marmarislidir. Emekliliğinden sonra oraya yerleşir. Doksanlı yılların başında da ölür.
Mustafa Şahbudak da, cezaevinden çıktıktan sonra, anılarla dolu o köyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla’ya yerleşir. Çok sevdiği, günlerini birlikte geçirdiği arkadaşı Muhtar Tevfik Cezayir’i öldürdüğünde, arkada 25 yaşında bir eş ve 3 çocuk bırakır. Muhtar’ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayıp birkaç yıl sonra akli dengesini yitirir. Oğlunun biri İzmir’e yerleşir. Diğer oğlu ile kızı, köyde evlenirler ve hayatlarını orada sürdürmeye devam ederler.
Bu arada Mustafa'nın anne tarafından akrabası olan Değirmenci Pisili Tahir Usta Gevenes Köyü’nde yaşanan bu acı olayın türküsünü bestelemiştir. Bu türkü bugün düğünlerde okunan, herkesin diline düşen Ormancı türküsüdür. Hayatının kalan yıllarını bu olayı unutmaya çalışarak geçiren Mustafa Şahbudak da 28 Mart 2005 günü İzmir Ege Üniversitesi Hastanesi’nde 83 yaşında ölür.
Müzeyyen Senar, Sümer Ezgü, Hale Gür, Ahmet Günday, Tolga Çandar, Kubat ve İbrahim Tatlıses gibi sanatçılar tarafından okunmuştur.
Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]
Vikikaynak'ta Ormancı türküsü
ile ilgili metin bulabilirsiniz.
Ormancı Türküsü İnternet Sitesi
Kaynaklar[değiştir | kaynağı değiştir]
Wikimedia Commons'ta Ormancı türküsü ile ilgili medyaları bulabilirsiniz.
Ali Abbas Çınar (2004) ((Türkçe)). Muğla kitabı: arkeoloji-tarih-coğrafya, ağız özellikleri, halk kültürü.
İlker Altınsoy (2005) ((Türkçe)). Ormancı ISBN 978-975-98478-1-4. Hürriyet Matbaası, Muğla.

Sümer Ezgü - Ormancı
891 izlenme - 8 yıl önce
Albüm Adı: Esen Yeller
Çıkış Tarihi: 02.04.1992
Türk Halk Müziği
Senin Müziğin İzlesene'de!
NetD Müzik Kanalına Hemen Abone Ol, En Yeni ve En Hit Klipleri HD İzle!
NetD Müzik İzlesene Kanalı: www.izlesene.com/netdmuzik

Yücel Kaya - Aman Ormancı HD
531 izlenme - 9 yıl önce
Yücel Kaya

Hasan Yarar - Ormancı
347 izlenme - 8 yıl önce
Sokağı Sahneye Çeviren Adam Yılın son günüydü.
Şehir, kar altındaydı. Mevsim, ak menevişlerden tüller örüyordu şehrin üzerine. Son yirmi yılın en çetin kışı, denmişti 2002 için.
Yılın son saatlerini, çarşı iznine çıkmış bir askerin sıkıntısıyla adını bilmediğim sokaklarda tüketiyordum. Sokaklar, renk ve ışık deniziydi. Adıyla, denize inen sokaklarıyla İstanbul'u anımsatan bir caddede, her sonda, her başlangıçta ve her defasında 'kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini' sorguluyordum. Gecenin akışan kalabalığında yabancı bakışlara bir şeyler söylemeyen bulanık anılarla biten bir yılın son saatlerini yaşıyordum. Bütün bildiklerim bulanık bir ezberdi sanki.
Kar mavisiyle tutuşan bir cümbüş sesiydi Samsun. 'Hani söz vermiştin bana içmeyecektin...' Sese doğru yürüdüm. Köşe başında, küçük bir tabureye oturmuş, önündeki karton kutuda birkaç kaset, cd bulunan 'garip bir adam' cümbüş çalıp şarkı söylüyordu.
Işıklar, gecenin karanlık yüzünde bir yıldız yağmuru gibiydi. Caddeyi sahneye çeviren 'garip bir adam' şarkı söylüyordu. Adının Hasan Yarar olduğunu kaset kapaklarından öğrendiğim 'garip adam', bu kentte tanıştığın ilk kişiydi. Yaşadığı kente anlam katan insanlardan biriydi. Gelip geçenler, o uzak gölgeler, bunun ayrımında değildi sanki.
Dokuz yıldır Samsun'dayım ve Hasan Yarar'la üç kez konuşabildim. Ancak, onunla her akşam Mecidiye'de ya da Çiftlik'te karşılaştım.
Şehir, onun gibi insanlarla daha bir anlamlıydı. Kaset kapağındaki 'Samsunlu Cümbüş Üstadı Hasan Yarar / Demo / Sebo Müzik Unkapanı' yazısı ve uzak bir boşluğa bakan bakışlarıyla hüzünlü bir fotoğraftan taşan bir öyküydü varlığı.
Ürkek bir umutla keşfedilmeyi bekleyen, kentin ortasında her gece yankılanan, kendi düşlerine tutsak bir sesti. Gündüzleri ortalıkta görünmeyen; acısını, ağrısını, yarasını saklamak için yedeğinde akşamın ormanını gezdiren bir adamlardan biriydi sanki.
Kimse kimseyi acısız, ağrısız sevmezdi. Kimse kimsenin yarasını görmeden dost olamazdı. Algıların coğrafyasına mutsuzluk pahasına katılan şeylerden, çağın kuşattığı değerlerden arınma çabası adına gelip geçenlerin attığı bozuk paralara, yani en çok dilenci muamelesi görmeye, zorlanmış inceliklere kırgındı ya da ben öyle sanıyordum. Kendisi için ayaküstü öyküler kurguluyordum. Ve, o bundan habersizdi.
Mecidiye'de Bir Akşamüstü
Samsun Kent Kültürü dergisinin yayımlandığı günlerdi. Nevzat Onmuş'la Mecidiye'te yürüyoruz. Hasan Yarar'ın ara sokaklardan birinden bize doğru geldiğini Nevzat Onmuş fark etti. Hasan'la ilgili bir şeyler yazmak isteğimi bildiği için 'Merhaba Hasan, Hocayı tanıdın mı?' dedi. Hasan'ın beni tanıması mümkün değildi. 'Hangi Hoca?' dedi. 'Hani seninle ilgili Yolcu'da bir yazı yazmıştı ya...' Hasan beni değil, Yolcu'yu ve yazıyı hatırladı. 'Beni artık bütün Samsun tanıyor değil mi? Ben, önemli bir adam olmasam beni yazmazdı değil mi?' diyerek yanımızda durdu. Ardından 'Kaset alsanıza abi, CD de var.' 'Tamam dedik, seninle ilgili bir belgesel hazırlanacak. Bizimle Cibran'a kadar gel. Hem bir çayımızı içersin, hem de seninle sohbet ederiz.' dedik.
Birkaç yüz metre ilerideki Cibran Sohbet Evi'ne kadar yürüdük. Yol boyunca Hasan'a söyleşimizin içeriğini anlatmaya çalıştım. Bir basın mensubu olmadığımı, sadece Samsun'daki sokak müziğiyle ilgili bir çalışma içinde bulunduğumuzu, kendisiyle de bu çalışmayla ilgili olarak görüşmek, konuşmak istediğimizi anlatmak pek de kolay olmadı.
Nefis bir söyleşi aşağıdaki linkte ...
............................................................
Samsun Kent Kültürü Yazıları'ndan
© Sıddık Akbayır
http://www.sakbayir.com/sakbayirdetay.asp?id=2801

Gökhan Tepe ve Fatma Girik - Aman Ormancı (2001)
543 izlenme - 8 yıl önce
90'lardan bu yana bir çoğumuzun sevdiği,bir çok klasik şarkılara imza atmış,yıllardan beri hep Tarkan'a benzetilen hatta zamanında Tarkan'ın kuzeni ya da kardeşi olduğu bile yazılmış çizilmiş büyük sanatçı Gökhan Tepe ile Yeşilçam'ın büyük oyuncularından Fatma Girik'in beraber söylediği Aman Ormancı Türküsünün videosudur.Ayrıca bu video da iki sanatçının da oynadığı 2000 yapımı Benim İçin Ağlama dizisinden kesilmiştir.
Nostaljik bir değer olur diye paylaşmak istedim.
İyi izlemeler.

Baklavacı Ustası Arabesk Babası Oldu
309 izlenme - 12 yıl önce
arabeksin kralı

Mustafa Oruç - Kiremit Bacaları
377 izlenme - 8 yıl önce
Albüm Adı: Ormancı
Çıkış Tarihi: 22.03.1990
Etnik

Mustafa Oruç - Mektup Yazdım Acele
370 izlenme - 8 yıl önce
Albüm Adı: Ormancı
Çıkış Tarihi: 22.03.1990
Etnik

Mustafa Oruç - Ayva Çiçek Açmış
344 izlenme - 8 yıl önce
Albüm Adı: Ormancı
Çıkış Tarihi: 22.03.1990
Etnik

Şendoğan Kocasoy - Ormancı
330 izlenme - 8 yıl önce
Albüm: Grup Yağmur 7 (2009)
Yapım Şirketi: BEY PLAK
Şarkı Sözleri(lyrics):
Çıktım Belen Kahvesi'ne baktım ovaya,
Bay Mustafa çağırdı, dama oynamaya.
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı,
Söz dinlemez ormancı, çekmiş kafayı.
Aman ormancı, canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı.
Köyümüzün ortasında, değirmen döner,
Değirmenin suları, dağından iner.
Ormancıya atılan kurşun, Tevfik'e döner,
Tevfik'in feryatları, yürekler deler.
Aman ormancı, canım ormancı
Köyümüze bıraktın yoktan bir acı.
Köyümüzün suları da hoştur içmeye,
Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye.
Tevfik'imi vurdular, hiç mi hiç yere,
Yazık ettin ormancı, köyün iki gencine

Mustafa Oruç - Sarardım Ben Sarardım
249 izlenme - 8 yıl önce
Albüm Adı: Ormancı
Çıkış Tarihi: 22.03.1990
Etnik

Mustafa Oruç - Aman Aman Cennet
204 izlenme - 8 yıl önce
Albüm Adı: Ormancı
Çıkış Tarihi: 22.03.1990
Etnik

Redwood Ormanlarında Kereste Üretimi
153 izlenme - 7 yıl önce
Görüntüler 1940'lı yıllara ait. Seyir zevki bir hayli yüksek olsa da yüzlerce yıllık o ağaçların öylece kesilmesinin içimi yaktığı bir gerçektir. Neyse ki Birleşmiş Milletler 5 Eylül 1980 yılında Redwood Ulusal Parkını UNESCO Dünya Miras Listesine ekledi.
Redwood Ormanları, Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya eyaletinin kuzey kıyıları boyunca uzanan bir ulusal parktır. Park etkileyici uzun ağaçların bulunduğu orman ile kaplıdır. 2006 yılında 700 ile 800 yaşında olduğu değerlendirilen, 115,8 metre uzunluğunda dünyanın en uzun ağacı olan dev sekoya burada bulunmuştur.
Ayrıca parkta bir çok film çekilmiştir. Yıldız Savaşları: Bölüm VI - Jedi'ın Dönüşü, Jurassic Park gibi pek çok film parkın değişik yerlerinde çekildi.