Hoşgeldiniz!

Ötenaziyi Seçecek Olan Kadının Arkadaşlarıyla Son Partisi

Kaliforniya eyaletinde yakın geçmişte kabul edilen yasaya göre, hastalığın son döneminde olan veya 6 ay ömür biçilen yetişkinler doktor kontrolü altında ötenazi yapabiliyor. Ötenazi, tedavisi mümkün olmayan kronik hastalıklarda, hayattan umudunu kesmiş hastanın ağrısız bir metotla ölümüne izin verilmesi ve tıbbi yardımı keserek ölüme terk edilmesi olayıdır. Kısaca hastanın ölüm isteme hakkı da diyebiliriz.

ALS Hastası Betsy Davis’in Hüzünlü Vedası

Betsy Davis, California’da yaşayan, 2013 yılında kendisine ALS teşhisi konulan bir sanatçı. ALS beyin ve omurilik sinir hücrelerini etkileyen ve tedavisi olmayan bir hastalık. Bu hastalıkla birlite Betsy gün geçtikçe tüm kaslarının kontrolünü kaybetmeye başlıyor, başka bir deyişle vücudu kendini kapatıyor.

Daha Öncekilere Hiç Benzemeyecek

2016 Temmuz ayında, Betsy henüz 41 yaşındayken 30 yakın arkadaşını bir e-posta ile partiye davet ediyor. Ancak bu bildiğimiz partilere benzemiyor. Betsy e-posta da "Bu parti daha önce katıldığınız hiçbir partiye benzemeyecek" diye yazıyor. Partinin ise tek bir kuralı var: "Betsy'nin önünde ağlamak yok." Betsy’nin hafta sonu için planladığı bu parti aslında ölümcül dozda ilaç alıp ötenazi uygulanmadan önce arkadaşlarına bir vedası. Onun kendi ölümü için verdiği partisi.

Her Şey Betsy İçin

Arkadaşları içinse bu partiye katılmak oldukça zordu. İki gün sonra aralarından ayrılacak arkadaşlarının karşısında hiç ağlamamak ve eğlenmeye çalışmak. 23-24 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen veda partisinde Betsy, bahçenin köşesindeki yatağında uzanırken arkadaşları tarafından onun için şarkılar söyleniyor. Betsy'nin sevdiği filmler izleniyor, sevdiği pizzacıdan söylenmiş pizzalar yeniliyor. Davet edilen arkadaşlarına evden Betsy’ye ait onu hatırlatacak hatıralar alabilecekleri söyleniyor. Betsy’nin eserleri, takıları, kıyafetleri, vs. aklınıza ne gelirse.

2 günün ardından... Betsy ölmek için en iyi saati bile düşünmüştü. Hem güneşin batımını kaçırmak istemiyor, hem de gece yarısını görmek istemiyordu. İlaçların 4 saat içinde etkisini göstereceğini bildiği için 6:45’i seçti. 6:30’da bakıcısı, doktoru ve kız kardeşinin yardımıyla parti kıyafetini çıkardı, son Japonya seyahatinden aldığı beyaz mavi çizgili kimonosunu geçirdi.

6:45'de Pentobarbital, morfin ve bir tür sakinleştirici olan kloral hidrattan oluşan ölüm kokteyli hazırdı. Üzerine biraz Hindistan cevizi sütü, bir kaşık şeker ve bir tutam tuz eklenmesini rica etmişti. Son nefesini verirken ağzında kalacak tadı bile çoktan düşünüp, karar vermişti. Oysa mayhoş, tropikal bir Hindistan cevizi tadı aldı.

Herkese el sallayarak tekerlekli yastığıyla partiden ayrıldı. Arkadaşı istediği noktaya kadar sürdü onu, tam güneşe doğru bir tepeye götürdü... Bu saatten sonra artık Betsy uykuya daldı. Yara almadan ölmeyi seçti. Ölmenin tarihini yeniden yazdı. O meşhur sözü bir kez daha hatırlattı: “Hiç kimsenin bu dünyadan canlı çıkacağı yok.”