Hoşgeldiniz!

İzlediğinizde Hayat Felsefeniz Yapacağınız 10 Film

Bazı filmler izlendikten sonra hayata bakış açımızı değiştirir. Orada gördüğümüz idol karaktere bürünüp; onun gibi düşünüp, onun gibi giyinip, onun gibi hareket etmeye başlarız. Eğer hayatınızda bunu hiç yaşamadıysanız sizlere film önerilerimiz geliyor sıkı durun!

The Green Mile - Yeşil Yol

Tabi ki ilk film önerimiz bu olacaktı. Stephen King’in unutulmaz romanlarından biri olan The Green Mile, sinema tarihinin başyapıtlarından bir tanesi! İzlememiş olsa da, bilmeyen yoktur. Filmin play tuşuna bastığınızda, bambaşka bir dünyaya yolculuk edeceksiniz. Bildiğiniz dünyalara ise pek benzemeyecek… John Coffey’in trajik hikayesini izlediğimiz film aklınızda olduğu kadar kalbinizde de yer edecek.

The Pianist - Piyanist

Hayattaki tek tutkusu müzik olan bir adamın ve ailesinin, İkinci Dünya Savaşı sırasında hayatlarının altüst oluşunu izlediğimiz, Yahudi Soykırımı’nı konu edinen The Pianist, şüphesiz sinema tarihinin en çarpıcı filmlerinden bir tanesi… Bir kere izlediğinizde, etkisini üzerinden atamadığınız gibi içinizdeki küçük düşmanlıklara da veda etmek isteyeceksiniz.

Dead Poest Society - Ölü Ozanlar Derneği

Hepimizin mutlaka bir dizesini okuduğumuz bir şiir, Dead Poets Society… Bir grup gencin hayat dersini izlediğimiz filmin oyuncu kadrosu da en az hikayesi kadar güçlü… Robin Williams’ın adeta bir resital verdiği, oyunculuk kariyerinin en önemli işlerinden bir tanesi olan Dead Poets Society, izlediğinizde hayatınızın merkezine oturacak ve alacağınız kararlarda aklınızdan çıkmayacak hikayelerden bir tanesi…

Kader

Zeki Demirkubuz imzalı Kader filminin oyuncu performanslarından hikayesine kadar akıllara nasıl kazındığını izleyen herkes bilir. Bir kere kendinizi bu girdaba kaptırdığınızda, bir daha Kader karşınıza çıktığında gözlerinizi alamayacaksınız. Çünkü izleyeceğiniz her şey çok gerçek gelecek… Sadece kafamızı çevirdiğimiz, geçmekten korktuğumuz arka sokakların hikayesi…

Silver Linings Playbook - Umut Işığım

Çevresinkeriler tarafından “sorunlu” olarak hayatın en kuytu kenarında tutulan iki insanın, birbirlerinin hayatını keşfetmesini anlatan Silver Linings Playbook o ezberlediğimiz klasik romantik hikayelerden değil… Her şeyiyle gerçek ve her anıyla size kendinizi olduğunuz gibi kabul etmenizi, çevrenizdekilerin de sizi olduğunuz gibi kabul etmek zorunda olduğunu anlatıyor. Bu filmi izlediğiniz an, aşka ve hayata bakışınız değişecek.

My Own Private Idaho - Benim Güzel İdaho'm

Sadece River Phoenix ve Keanu Reeves’in eşsiz performansları ile dahi unutulmazlar arasına girebilecek olan My Own Private Idaho, hiç bitmeyecek bir yola çıkan iki genç adamın hayatını konu ediniyor. Hayattan küçük beklentileri olan ve geçmişindeki zenginliği elinin tersiyle iten iki genç adam… Sizi temin ederiz; bu filmi bir kere izlediğinizde, bir daha unutamayacaksınız.

Never Let Me Go - Beni Asla Bırakma

Keira Knightley, Carey Mulligan ve Andrew Garfield’ın başrollerini paylaştığı, üzerinden yıllar geçmesine rağmen etkisini asla kaybetmeyen, unutulmaz filmlerden bir tanesi Never Let Me Go… Hayatları daha ilk andan beri planlanmış ve yaşamları kısıtlı olan üç gencin, aşklarının ve dostluklarının peşinden koşmasını bizlere anlatan Never Let Me Go’yu izlediğinizde hayallerinize daha sıkı tutunacaksınız. Çünkü kendi hayatınızı kendi verdiğiniz kararlarla ve kendi istediğiniz şekilde yaşayabilmenin bile ne kadar kıymetli bir hediye olduğunu göreceksiniz.

Requiem For a Dream - Bir Rüya İçin Ağıt

Hafızalardan silinmeyen müzikleri ve unutulmaz performanslarıyla sinema tarihinde önemli bir yeri olan Requiem For A Dream, ağır bir dram filmi… Kimi masum, kimi hatalı seçimlerinin bedelini en ağır şekilde ödemek zorunda kalan bir grup insanın hayatını sunuyor bizlere Requiem For A Dream… İlk bakışta sizi umutsuzluğa sürükleyecek gibi görünse de, aslında hayatınızın bir armağan olduğunu sizlere bir kez daha gösterecek, çok değerli bir hikaye izlemiş olacaksınız.

Fight Club - Dövüş Kulübü

Dövüş Kulübü’nün birinci kuralı: Asla Dövüş Kulübü hakkında konuşma! Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter’ın harikalar yarattığı Fight Club’ı, izlememiş olsa da, bilmeyen yoktur. Monoton hayatına bir isyan olarak Dövüş Kulübü’ne katılan Jack’in yeni hayatını ve yeni kararlarını izlediğimiz Fight Club’ın sonunda da bizi tatlı sürprizler bekliyor. Hayatın monotonluğundan kaçmak istediğinde Fight Club’ı açıp kendini tüm dünyadan soyutladığında hayatında hiç olmazsa duygularının iyiye gideceği garantisini veriyoruz.

Forrest Gump

Başrollerini Tom Hanks ve Gary Sinise’in paylaştığı Forrest Gump, unutamadığımız ve üzerinden yıllar geçse de en depresif zamanlarımızda sarılmak isteyeceğimiz filmlerden bir tanesi… Forrest Gump’ın çocukluğundan, yetişkin hayatına kadar yaşadığı mucizeleri ve yaşamda elde edilen başarıları aslında kişinin kendisinin mümkün kıldığını bizlere anlatıyor Forrest Gump… İzlemeyen varsa ve kendisine umut aşılayacak bir şeyler izlemek istiyorsa mutlaka bu kült filmin play tuşuna basmalı!